22 Haziran 2014 Pazar

Dünya Kupası yazıları: Almanya'ya erken uyarı

Dünya Kupası'nda gruplara dair yazılarda, G Grubu'nu 2. maçlar başlamadan önce yetiştiremedim ama bu Almanya'yı 2. kez izlememi sağladığı için daha doğru bir analiz yapabilme imkanı doğurdu.

Almanya, uzun yıllar boyunca özellikle bizden önceki kuşakların kahir çoğunluğunun nefret ettiği bir anlayışı temsil ederkeni 2006'da yaptığı kadro ve oyun anlayışı devrimiyle, heyecan ve seyir zevki vaat eden bir takıma dönüştü. Bunun karşılığını da esasen o kupadan bu yana her turnuvada ilk 4'e girmeyi başararak aldı ama artık herkes onlardan kupa bekliyor. Almanya'nın en son Dünya Kupası'ndan 24, Avrupa şampiyonluğundan ise 18 sene geçti ki bu Alman futbolu için çok uzun bir süre. Almanya, başarı için formülü bulmakla birlikte alternatifleri aramaktan, oyun anlayışını geliştirecek hamleler yapmaktan geri kalmadı ki bu turnuvada da onları benim gözümde birinci favori yapan temel etken kadro kalitesinin ötesinde alternatif zenginliği.

Alman futbolu, açık fikirli bir anlayışla gelişmeye ve zenginleşmeye açık. Guardiola'nın Bayern'e gelmesinin ardından Lahm'ın orta sahaya yerleşmesi, klasik santrfor kullanılmaması hep bu gelişme arzusunu gösteriyor. Portekiz'in kötü günündeki Ronaldo'ya fazla bağımlı bir takım olarak,  bir de erken 10 kişi kalmasıyla birlikte Almanya için ilk maç çok kolay göründü. Fakat Gana maçı aslında her şeyin dört dörtlük olmadığını gösterdi. Almanya'nın oyun sisteminde savunmadaki beklerin hücuma katkı sağlamaları şart ama Boateng ve Höwedes bunu yapabilecek türde oyuncular olarak görünmüyorlar (Schmelzer olsaydı çok şeyi değiştirebilirdi). Gana maçında 2. yarıda oyuna giren Mustafi'nin vasatın biraz üstü performansı bile fark yarattı. Bundan sonra muhtemelen Lahm da savunmanın kanadına çekilecektir. Almanya'da bir diğer sorun ise Mesut Özil'in geçen sezon Arsenal'de yaşadığı düşüşü devam ettiriyor görünmesi. Fakat dediğim gibi şu ana kadar kullanılmayan Draxler, Schürrle, Podoloski gibi oyuncuların varlığı; oyun sıkıştığında ceza sahası içi ustası Klose kozu Almanya'nın yolunun açık olduğunu gösteriyor. Çeyrek finale kadar sorun yaşamayacaklar gibi görünse de özellikle dün hızlı çıkan takımlara karşı kırılganlıklarını gördüğümüzde olası bir Fransa maçının çok zorlu geçeceği söylenebilir.

Portekiz, yukarıda da belirttiğim gibi Ronaldo'ya fazlasıyla bağımlı bir takım olarak hayal kırıklığı yarattı. Ronaldo gibi bir yıldızınız varsa burada yadırganacak bir şey yok ama takımda kimse inisiyatif almazsa, teknik direktör dersine yeterli çalışmamış ve özellikle hücum anlamında hiçbir taktik üretmemişsse, santrfor olarak Almeida'ya mecbur kalınmışsa ortaya hiç parlak bir tablo çıkmıyor. Portekiz'in aslında oyunu tamamen kendi lehine çevirecek kuvvetli, kavgacı, kaos futbolu oynayabilecek, oyunbozan bir orta saha kurgusu olabilir. Veloso ve Meireles'in yanına geçen sezon parlayan Carvalho kullanılıp kazanılan topları dağıtacak Moutinho'dan oluşan bir orta saha kurgusu ve serbest oynayacak bir Ronaldo ile diğer forvet oyuncusu tempolu bir hücum zenginliği getirebilir. Bento, böyle bir senaryo düşünüyor mu bilmiyorum ama Portekiz oyunu kabullenen ve "isyanı" sadece Ronaldo'ya bırakan anlayışını sürdürürse ABD önünde de işleri zor.

Gana, ilk iki maç sonrası bıraktığı olumlu izlenimle, eğer elenirse "yazık olacak" ifadesiyle anılmayı hak etti. Esasında Afrika takımlarının genel itibarıyla önceki turnuvalara göre ciddi anlamda gerilediği bir kupa izliyoruz. Afrika takımları için şu ana kadar 9 maçtaki tablo 2 galibiyet, 2 beraberlik, 5 mağlubiyet. Yine de Kamerun dışındakiler hala iddiasını sürdürüyor. Dünya Kupası düzeyinin altında olduğu görülen Kamerun'u bir kenara bırakırsak, Afrika takımları içinde Gana en hızlı ve en heyecan verici ama aynı zamanda da kolektif uyumu ve oyun disiplini en zayıf takım olarak göründü. Yedikleri goller, oyunu tutamamaları ve en etkili oldukları kontratak oyununda bile pas tercihlerinde ciddi hatalar yapmaları belki de Almanya'yı bile sarsacak bir oyun ortaya koyabilmelerine rağmen elenmelerine yol açacak.

ABD, kupanın en çok merak ettiğim takımlarından biriydi. Dünya Kupası'nın en erken golüyle öne geçtikleri maçta oyunu tutmayı genel itibarıyla başardılar, golü yer yemez de karşılığını verdiler.  ABD, hiçbir takıma kolay teslim olmayacak bir görüntü çiziyor. Klinsmann'ın bu takıma imzasını attığı, uyumlu ve karakterli bir takım oluşturabildiği görülse de oyunun kaderini değiştirebilecek, işler zora girdiğinde devreye girecek bir yıldızlarının olmaması son tahlilde onlara karşı Portekiz'in favori olduğunu gösteriyor. Bütün bunlara rağmen, Portekiz maçını kazanıp gruptan çıkmayı garantileme (hatta liderlik için bile avantaj elde etme) motivasyonu ve Portekiz'in mevcut ciddi sorunları bir sürprize imza atmalarını da sağlayabilir.

Tahmin: Almanya, Portekiz
Kilit adam: Moutinho (Ronaldo tek başına yetmeyeceği için)





More Sharing ServicesShare | Share on facebook Share on myspace Share on google Share on twitter



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder