Turnuvada
ilk tur 2. maçları devam ederken İspanya ve İngiltere’nin yaşadıkları hayal
kırıklığı, sürpriz unsurunun kupanın olmazsa olmazlarından birini teşkil
ettiğini yeniden hatırlattı. E ve F gruplarında böyle bir sürpriz görülmeyecek
gibi de olsa, yakından bakmakta fayda var.
İsviçre,
gruplarda seri başı olan takımlar içinde hem en iddiasızı, hem de en şanslısı
gibi görünüyor. Honduras ve Ekvator yerine Meksika ve Şili çekmiş olsalardı
belki de son sırada kalacakları bir grupta, pek de iyi oynamadıkları maçta, son
saniyede kendi kalelerindeki hücumu keserek Behrami’nin bireysel gayretiyle
sürüklediği atakta buldukları golle 2.tur için en önemli rakiplerini yenerek
büyük bir avantaj elde ettiler. İsviçre’yi genel olarak yeterince tempolu
bulmadım, özellikle hücuma çıkarken çoğalmakta zorlanmaları ve ümitlerinin
büyük çoğunluğunu bağladıkları Shaqiri’nin formsuzluğu dikkat çekiciydi. Yine
de Drmiç-Mehmedi-Seferoviç üçlüsünden hangisi oynarsa oynasın farklı
özellikleriyle rakiplerinin kilidini açabilme şansına sahip. Bugün Fransa
karşısında beraberlik hedefiyle çıkacakları maçta tabir caizse rakibi uyutmaya
çalışacaklar. Fransa için de tempoyu arttırma becerisine ne ölçüde sahip olduklarını
gösteren iyi bir test olacak.
Kilit adam: Paul Pogba
Arjantin,
bu grubun mutlak favorisi olduğu gibi turnuvanın Güney Amerika topraklarında
oynanmasından dolayı final için doğal adaylardan biri. F Grubu’nu Arjantin ve
diğerleri gibi tanımlayabiliriz ancak Arjantin’in ileriki aşamalara
yürüyebilmesi için “Messi ve diğerleri” kimliğinin çok ötesine geçmeyi
başarması lazım. Takıma baktığımızda bu düzey için yetersiz bir kaleci, orta karar
bir savunma, renksiz bir orta saha ve rüya gibi bir hücum hattı görüyoruz. Bosna-Hersek
karşısındaki performansları birçok açıdan aldatıcı olmuş olabilir. Şöyle ki,
golü çok erken bulduktan sonra ilk maç olduğunu düşünerek oyunu forse etmemiş
ve rölantide oynamayı tercih etmiş olabilirler. Fakat, bu durum bile bu kadar
düşük bir tempoyu açıklayamaz. Messi’nin bu kupaya istekli ve fiziken
olabildiğince hazır olarak geldiği görülüyor. Bu malzemeden Higuain gibi bir
golcüyü efektif kullanacak, Agüero’yu değerlendirecek ve takımı ateşleyecek
birinci isim olan Di Maria’dan verim alacak bir formül çıkarmak Sabella’nın
işi. Sıradaki rakibin İran olması, galibiyetle rahatlamak için önemli bir şans.
Arjantin’in biraz güvene ve bunun için de bol gollü bir galibiyete ihtiyacı var
gibi görünüyor.
Bosna
Hersek, turnuvaya ilk kez katılan genç bir ülkenin takımı olarak, sahadaki
duruşları ve temsil ettikleri hücumcu futbol anlayışıyla şimdiden “sempati
şampiyonu” unvanı için en ciddi aday. Aslında ilk kupada, böyle bir grup
yakalamışken 2. Tura yükselme hedefleri de gayet makul. İlk maçta Arjantin
önünde ezilmediler ama beklentilerin ötesinde bir ışık da gösteremediler.
Misimoviç’in tekniğine lafım yok ama o tarz oyunculara da artık bu platformda
yer yok bence. Ibiseviç-Dzeko gibi birbirini iyi tamamlayan bir forvet
ikilisinin arkasında kanatları hızlı kullanan ortada da iyi pas yapan bir
anlayış onların daha rahat başarılı olmalarını sağlayacaktır. Savunmaları ise
sağlam gibi dursa da açık alanda yakalandıklarında zaaf gösterebilirler. Ayrıca
Emenike gibi hareketli bir forvetin de başlarına bela olması olası. Son maçta
İran’ı muhtemelen yenerler diye düşünsem de böyle pozitif oynayan ama
yetersizlikleri olan bir takımı görünce Euro 96’daki Türkiye senaryosunun bir
benzerinin yaşanmasından korkuyorum.
Nijerya
ise şu ana kadar hayal kırıklığı yaşatan takımlar arasına adını yazdırmış
durumda. İran’ın uyuşuk bir tempoyu dikte ettirmesine müsaade ettiler ve
kupanın şu ana kadarki en sıkıcı maçına birlikte imza attılar. Nijerya’nın da
esas sorunun orta sahadaki organizasyon eksikliği olduğu, yani o eski kupalardaki
Okocha gibi bir ismin arandığı görülüyor. Obi Mikel iyi bir oyuncu olsa da bu liderliği
gösterebilecek kapasitede değil. Nijerya, kendi kendini zor duruma soktuğu için,
zaten grubun kilit maçı olabilecek Bosna Hersek maçı ölüm kalım meselesi haline
geldi. Nijerya kazanmak zorunda olduğu maçta tempoyu yükseltmeye çalışırken bir
yandan da kontra yememek için gayret sarf edecek. Esasen Nijerya’nın İran
maçının tam tersi bir kimliği sergilemesi kadar, buna Bosna’nın cevap verip
veremeyeceği de bir muamma. Ben son tahlilde yine de ibreyi biraz Nijerya’dan
yana görüyorum.
Kilit adam: Di Maria (Messi varken başkası yazılamayacağı için onu klasman dışı tuttum)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder