2000'ler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2000'ler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ocak 2010 Çarşamba

Unutulmayan maçlar

Geriye sayım listesini tamamladı, yeni yılda yazmayı bıraktı şeklinde algılanmasın, geri döndüm:)

Listeyle ilgili belirtmek istediğim başlıca husus şudur ki; 1999-2000 sezonu değerlendirmeye alınmamış, dolayısıyla Galatasaray'ın 2000 yılında UEFA Kupası'na giden yoldaki galibiyetleri unutulmayan zaferler listesinde yer almamıştır.

Aslında böylesi daha iyi oldu bir bakıma, özellikle Avrupa'daki zaferler konusunda bir çeşitliliği yakalamış oldum.

Türkiye Ligi'nden ise o sezon unutamadığım 2 maç var. Burada değinmesem gönlüm razı gelmezdi. Birincisi Ali Sami Yen'deki Johnson'un frikik golüyle 1-0'lık Fenerbahçe galibiyeti ile sonuçlanan maç. Diğeri de İnönü'de 1-1 biten Beşiktaş, Galatasaray maçı. Burada da, Halilagiç'in geri pasını Fevzi'nin ıska geçmesiyle gelen Galatasaray'ın golünü unutmak mümkün değil.







1 Ocak 2010 Cuma

Geriye sayım #1: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

1# 2000-01- Galatasaray-Real Madrid: 3-2 (3.4.2001)

Salt skora bakıldığında inanılmaz bir sonuç gibi durmuyor belki, Türk takımlarının geçmişinde çok daha görkemli zaferler var. Galatasaray’ın o sezonun başında Real Madrid’i Süper Kupa finalinde yenmişliği de var. Ancak, bir önceki sezonun Şampiyonlar Ligi şampiyonu Real Madrid’in o dönemki kadrosu “Los Galacticos”un iyice oturmuş olduğunu ve neredeyse rakipsiz hale geldiğini gözden kaçırmamak lazım.


Bu maçı unutulmaz kılan ise tabi ki skorun meydana gelme şekil, ilk yarıda Real Madrid gibi bir takıma karşı içeriye 2-0 mağlup girmek her şeyin sonu demekti. Bu bir grup maçı olsa strateji sakin bir oyunla 2-2’yi yakalayıp 1 puanı hedeflemek olabilirdi ama bu Şampiyonlar Ligi Çeyrek Final ilk maçıydı ve zaten yenen 2 gol yüzünden tur büyük ölçüde kaybedilmişti. O zaman sahay bir ruh koymak gerekiyordu, isyan etmek, rakibi şaşırtmak.

İkinci yarıya inanılmaz bir hızla başladı Galatasaray, rakibe top göstermedi. Hatta, hala da bu şekilde düşünüyorum, hakem Collina dahi bunaldı bu baskıdan ve düdüğünü çalarak çok da inandırıcı olmayan bir penaltıya hükmetti.

İlk gol çok ilginç bir sonuç yarattı. Real Madrid telaşlanmaya, Galatasaray coşmaya bşladı. Özellikle sağ kanattan Fatih Akyel’in sürüklediği ataklar sonucunda iki gol daha geldi ve 2000’lerin ilk 10 yılının en unutulmaz zaferine giden yolu açtı.

Unutmadan, “Gerçekleri tarih yazar, tarihi de Galatasaray” sloganı bu maçta çıkmıştı.

Goller: Ümit Davala (pen.), Hasan Şaş, Jardel / Helguera, Makelele



Geriye sayım #1: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

1# 2007-08 Liverpool-Beşiktaş: 8-0 (3.11.2007)

Bugün baktığımızda rahatlıkla böyle bir skorun hak edilmediğini söylemek mümkün. Bazı kritik noktalarda Beşiktaş ipin ucunu elinden kaçırınca hezimet kaçınılmaz hale geldi.

Belki de bu maçtan 2 hafta önce İstanbul’da Beşiktaş’ın 2-1 galibiyetiyle sona eren maçta aramak lazım bu sonucun izlerini. Muhteşem bir taraftar desteği önünde, oyunu olması gerektiği gibi kontrol eden, tempoyu belirleme lüksünü rakibine teslim etmeyen ve fırsatları değerlendirmeyi bilerek bir çeşit “baskın galibiyet” almıştı Beşiktaş.


Grupta Anfield Road’da oynadığı 2. maça çıkan Liverpool, ilkinde Marsilya’ya yenilmiş olmasının da etkisiyle, kaybedeceği puanların gruptan çıkmasını büyük riske atacağının bilinci, ilk üç maçta yalnızca tek puan alabilmenin öfkesi ve deplasmanda yaşadığı yenilginin rövanşını alma isteğiyle çok hırslı ve hızlı başladı maça. Bu beklenmeyen bir başlangıç değildi ama nedense Beşiktaş şaşkın görünüyordu. Kazanılan hiçbir top olumlu kullanılamayıp, duvar tenisi gibi geri dönünce baskı giderek arttı ve goller gelmeye başladı.

Her şeye rağmen ilk yarı 2-0 bittikten sonra bile bu maçın hezimete dönmemesi mümkündü. Aslında, tamamen bir önceki sezon aynı sahada Galatasaray’ın karşı karşıya kaldığı duruma benziyordu yaşanan. Hatırlamak gerekirse ,ilk yarı içeriye 3-0 mağlup giren Galatasaray ikinci yarıda maçı 3-2’ye getirmiş hatta beraberlği kaçıran taraf olmuştu. Buradan da anlaşılacağı gibi ikinci yarıya yeni bir başlangıç, biraz daha ayakları yere basan bir pas oyunu ve anahtar kelime “sakinlik” gerekiyordu. Hiçbirini yapamadı Beşiktaş. Aksine geçen dakikalar paniği arttırdı ve gollerin arkası çorap söküğü gibi gelmeye başladı. Özellikle sol kanatta İbrahim Üzülmez’in savunduğu alan koridor oldu, kalede Hakan Arıkan bir-iki şanssız golün ardından tamamen oyun konsantrasyonunu kaybetti ve “akışına bıraktı”. Netice, 20 yıl önce İngilizlere karşı yaşanan felaketleri andıran 8 gollü bir mağlubiyet oldu.

Goller: Crouch (2), Benayoun (3), Gerrard, Babbel (2)

31 Aralık 2009 Perşembe

Geriye sayım #1: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

1# 2005-06 Denizlispor-Fenerbahçe: 1-1 (14.05.2006)

Yalnızca o sezonun şampiyonunu belirlemekle kalmadı bu maç, yaratığı etki de uzun vadeli sonuçlar doğurdu. Aslında benzer durumları yaşamış oyunculardan oluşan bir kadroya sahip olan Fenerbahçe, kazanması halinde şampiyon olacağı maça çıkarken olağanüstü ölçüde stresliydi. Daha zor durumdaki, kümede kalma mücadelesi veren Denizlispor cephesinde ise daha ziyade bir coşku havası vardı. Bilnçli olarak maçı geçe bırakmak için atılan konfetiler yüzünden rekor bir süre uzayan maçta, Fenerbahçe golü bulamadıkça sinirler gerildi, Denizli'nin ise direnci arttı. Gamsız olarak bilinen Anelka, belki de sakinliğine en çok ihtiyaç duyulan bu maçta yedek kulübesinde kalmıştı.

16 dakikalık süreyi en yakından takip edenler Ali Sami Yen'deki Galatasaraylılardı elbette. Sonuçta Galatasaraylılar için korkutan gol gelmeyince İstanbul'da yaşanacak karnaval kıta değiştirdi. Bağdat Caddesi'ndeki hazırlıklar boşa gitti. Bu maçı unutulmaz kılan da böyle dramatik bir şampiyonluk öyküsünün yaşanmasıydı.

Fenerbahçe eğer şampiyon olsaydı, Daum 3 yıl üst üste şampiyonluk kazanarak Fenerbahçe'de bir ilki gerçekleştirerek tarihe geçecek, kadro olarak yıldızlar topluluğu konumundaki, maddi olarak da tüm rakiplerinden kat kat zengin olan Fenerbahçe daha da zenginleşecekti. Sarı-Lacivertiler açısından da böyle bir dönüm noktası yaşandı. Dengeler yerli yerinde kaldı.

Goller: Mustafa Keçeli/  Tuncay Şanlı

30 Aralık 2009 Çarşamba

Geriye sayım #2: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

2# 2003-04 Chelsea-Beşiktaş 0-2 (1.10.2003)

Şampiyonlar Ligi'nde bir takımın, kendsisinden daha güçlü bir rakibe karşı deplasmanda nasıl oynaması gerektiğini anlatan bir ders gibiydi bu maç. Gollerde Cordoba'nın zekası ve Sergen'in üstün becerisinin yanında Chelsea savunması ve Cudicini'nin de büyük hataları vardı şüphesiz ama uzun bir süre 10 kişi oynadığı maçta oyunu istediği gibi kontrol etmeyi başaran Lucescu'nun ekibi hak ettiği alkışları alıyordu.

Goller: Sergen (2)

Geriye sayım #2: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

2# 2000-01 Leeds United- Beşiktaş : 6-0 (26.09.2000)

Aynı takımın aynı hafta içinde hem bu listenin hezimetler kısmında, hem de zaferler kısmında yer alması bir hayli şaşırtıcı. Barcelona'yı 3-0 yendikten sadece bir hafta sonra Elland Road'da Leeds karşısına çıkan Beşiktaş, çok ağır bir yenilgiyle sarsıldı.

O sezon Leeds United tarihinin en parlak sezonuydu. Bir önceki yıl UEFA Yarı Finali'nde Galatasaray tarafından durdurulan O'Leary'nin öğrencileri, zor bir gruba düştükleri ancak sonrasında yarı finale kadar gidecekleri Şampiyonlar Ligi'nde Beşiktaş'a acımadılar.

Maçtan hatırda kalanlar, Beşiktaş'ın kırmızı formayla sahaya çıkması, sürekli duran toptan, sol kanattan aynı golü yemesi, bir tartışma anında Danny Mills'e okkalı bir yumruk çakan Pascal Nouma'nın hakemin gözünden nasılsa kaçması ve aynı dakika içinde kurnazca bir hamleyle Fazlı'nın oyuna alınması (Nouma daha sonra 5 maç ceza almıştı) gibi şeyler. Bir de ertesi gün "Beşiktaş 6'na kaçırdı" gibi seviyesiz bir manşet atan Fotomaç'ın, taraftarca bir süre boykot edildiğini hatırlıyorum.

Goller: Bowyer (2), Viduka, Matteo, Bakke, Huckerby

29 Aralık 2009 Salı

Geriye sayım #2: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

2# 2002-03 Fenerbahçe-Galatasaray: 6-0 (6.11.2002)

Bu kadar kişisel bir platformda yazdıklarımın objektif olduğunu savunmam anlamsız olur. O yüzden rahatlıkla itiraf edebilirim bu maçı buraya yazarken ne kadar zorlandığımı. Ezeli rekabette bundan sonra böyle bir skorun tekrarlanması baya zor, biz görebilr miyiz bilemiyorum. Aslında örneğin 2006 yılındaki 4-0'lık maçta daha kötü oynamıştı Galatasaray. Bu maçta anlaşılamayan bazı şeyler vardı, ikinci yarı Ortega da atıldıktan sonra, skor 2-0 iken maçı çevirme yönünde hala umut verir durumdaki Galatasaray, bir anda helva gibi dağılıverdi.

Goller: Tuncay, Ortega, Serhat(2), Ceyhun, Ümit Özat

28 Aralık 2009 Pazartesi

Geriye sayım #3: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

3# 2007-08 Sevilla-Fenerbahçe: 3-2  [5-5] (04.03.2008)

Normal süresi yenilgiyle biten maçın zaferler listesinde yer alması yadırganabilir ama bu maç Avrupa'da istikrarlı bir iniş çizgisi takip eden Türk futbolunun yönünnü değiştiren maçlardan biri olduğu için burada. Rakip UEFA Şampiyonu Sevilla'ydı, kadrosunda şimdiki büyük yıldızların yaında Barcelona'da oynayan Keita ve Alves de vardı kadroda. Önemli olan ilk maçı 3-2 kazandıktan sonra, deplasmanda birdenbire 2-0 yenik duruma düşen bir takımın, 2-1 bile yetmediği halde normalin aksine inancını kaybetmemesi. Penaltılara giden bir heyecan kasırgası ve iki komik gol yiyen Volkan'ın 3 penaltı çıkararak müthiş bir geri dönüş gerçekleştirmesi. Fenerbahçe ilk kez Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finaldeydi.

Goller: Alves, Keita, Kanoute / Deivid (2)

Geriye sayım #3: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

3# 2005-06 Galatsaray-Trömsö 1-1 (29.09.2005)

Bu maç bu listedeki kaybedilmeyen tek maçtır. Bu maç bu listede benim bizzat tribünlerde tanıklık ettiğim tek maçtır. Bu maç Avrupa Fatihi'nin Avrupa'daki "Pendik"idir.

Yöneticiler o kadar emin ki "turu geçemezsek ülkeyi terk ederiz" diyor. Tribünde bizler 3'ten aşağısı kurtarmaz, Norveç'te hava koşulları, çamur v.s bizi yendiler burada kurtulamazlar diyoruz. Ama beklenen olmuyor. Ofsayttan da olsa yenen bir golün üzerine atılması gerekn 3 gol atılamıyor. Gerets'in kötü başlangıcı birçok soru işareti yaratıyor. Neticede bu maç da hezimet değilse hangisini almak lazım ki bu listeye?

Goller: Hakan Şükür / Ademolu

Geriye sayım #3: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

3# 2000-01 Fenerbahçe-Gaziantepspor:4-3 (21.4.2001)

Yıllar boyu 4 Büyükler dışındaki bir takımın şampiyonluğa en çok yaklaştığı 15 dakika olarak bu maçın devre arası hatırlanacak. Saraçoğlu'nda taraftarı sus pus eden bir performansla içeriye 3-0 önde giren Gaziantep'in maçı nasıl verdiği sorusuna kimse tatmin edici bir yanıt bulamayacak. Kader, basiret bağlanması ,heyecan, inançsızlık, panik, rap rap rapajiç hiçbiri yeterli açıklama değil. Şu an bu yazıyı okuyanlardan kaçı Sakıp Özberk'in neler yaptığın biliyorsa onlar versin yanıtını, bu cevabı saklı sorunun. Neticede kazananı alkışlamaktan başka bir şey gelmiyor elden...

Goller: Revivo, Rapajiç (2), Uche / Hakan Bayraktar, Fatih Tekke, Hasan Özer

Geriye sayım #4: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

4# 2000-01- Beşiktaş-Barcelona: 3-0 (19.09.2000)

Yıllar sonra taraftarın da isteğiyle Süleyman Seba dönemi kapanmış, yeni başkan Serdar Bilgili hızlı bir girişle flaş transferler gerçekleştirmiş ve takımın başına da Parma mucizesini yaratan Scala'yı oturtmuştu.  Maçtan önce, Barcelona'nın başındaki Rexach, basın toplantısında Beşiktaş'ı tanımadıklarını söylüyor ve hatta incelemeye gerek dahi duymadıklarını ima eidyordu. İnönü'nün atmosferini de bilmiyordu elbette.

Halbuki, Barcelona'nın daha önce 3 kez geldiği Türkiye'de galibiyeti yoktu. Trabzon'a ve Galatasaray'a birer kez yenilmiş, bir kez d Türk takımlarınıni lk Şampiyonlar Ligi deneyiminde Galatasaray'la 0-0 berabere kalmışlardı.

Beşiktaş tarihinin unutulmaz performanslarından birini sergileyerek Barcelona'yı sahadan sildi. Yıldızlaşan ve iki gol kaydeden Ahmet Dursun'un şahsında, "Ahmet Dursun, Seba gitsin" sloganı en azından o gece için haklı gibi görünüyordu.

Goller:  Ahmet Dursun (2), Pascal Nouma

Geriye sayım #4: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

4# Fenerbahçe-Milan 0-4 (23.11.2005)

Daum için, "Türkiye'de iyi ama Avrupa'da iş yapamıyor" klişesinin altını kalın bir kalemle çizen maçlardan biriydi bu maç. Aynı yıl içinde Mayıs ayında, Şampiyonlar Ligi'ni muhtemelen hala nasıl olduğunu idrak edemedikleri şekilde kaybettikleri İstanbul'a 6 ay sonraki dönüşleri kendi açılarından muhteşem oldu.

Muhtemelen kadro yapısı itibariyle tarihin en pahalı Fenerbahçe'si, ağır taktik hatalarla ağır Servet'in o gece başk bir alemden gelmiş gibi oynayan Shevchenko ile defalarca başbaşa bıraktı ve her seferinde de Ukraynalı cezayı kesti, hem de 4 golle...

Goller: Shevchenko (4)

Geriye sayım #4: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

4#- 2004-05 Fenerbahçe-Beşiktaş: 3-4 (17.4.2005)

Del Bosque gibi bir ismin ardından geldiği Beşiktaş'taki kısa kariyeri boyunca istediklerini gerçekleştiremeyen Rıza Çalımbay'ın bu dönemdeki en mutlu gecesiydi muhtemelen. Saraçoğlu'nda Beşiktaş galibiyeti görmek olağan dışı değildi elbette ancak bu akşamı farklı ve dramataki kılan birçok öykü mevcuttu. Bu öykülerden biri mavi bir kaleci kazağını ters giyen adamın yazdığı destana dönüşecek, Beşiktaş'a santrfor olarak alınan, daha sonra orta sahada ortalama düzeyde bir başarı gösteren Pancu'nun, Kadıköy panteri olarak anılmasına ve ertesi sezon sırtında "1" forma numarası giymesine kadar gidecekti.

Tribünlerdeki "Rıza Efendi iki ekmek bir süt" gibi çiğ bir terbiyesizliği ortaya koyan pankartla başlayan maç, o sezon ligden çoktan kopmuş siyah beyazlıların hırslı mücadelesiyle gerçek bir derbi hüviyetine bürünmüştü. Beşiktaş 2 defa öne geçti, Fenerbahçe ikisinde de yakaladı. Üçüncü öne geçisin ardından maçın kırılma anı yaşandı Fenerbahçe lehine verilen bir penaltı ve Cordoba'nın anlamsız hareketleri sonucu kırmızı kart görmesiyle 3 değişiklik hakkı dolduğu için son 15 dakikayı kalecisiz ve 10 kişi oynamak zorunda kalan Beşiktaş. Beklenen olmadı, penaltı sonrası skor 3-3 olduktan sonra 4. yü bulan Fenerbahçe değil Beşiktaş oldu.

Goller: Luciano, Alex (2) / Tümer, Carew, İbrahim Akın, Koray

27 Aralık 2009 Pazar

Geriye sayım #5: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi














5# Lyon-Denizlispor 0-1 (12.12.2002)

Fransa Ligi'nde fırtınalar estirdiği yılların henüz başında olan Lyon, Şampiyonlar ligi'nde gurubunu 3. sırada bitirdikten sonra UEFA'da 3. turda karşısına çıkan, "kapalı kutu" rakibi karşısında hele de ilk maçta kazaya uğramayıp 0-0 gibi bir sonuç aldıktan sonra turdan emindi. Ancak işler bambaşka şekilde gelişti. Denizlispor tarihinin en büyük zaferi o gün Stade de Gerland'da geldi.

Denizlispor golü erkenden 6. dakikada bulunca zaten defansif oynamaya alışkın olan takım kapandı. Lyon baskısını arttırdıkça daha da geriye çekildiler hatta tüm takım ceza sahasının içindeydi. Neticede bu "Çanakkale Geçilmez" oyunu, Tecrübeli Alman kaleci Heinen'in tarihe geçecek kaleci performanslarından birini ve özellikle Servet-Kratochvil tandeminin yıpratıcılığı sayesinde kazanıldı.

Gol: Mustafa Özkan

Geriye sayım #5: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

5#  Manchester United-Fenerbahçe 6-2 (28.09.2004)

Bu maçtan yaklaşık 8 yıl önce Old Trafoord'dan galibiyetle dönen Fenerbahçe bunu yeniden başarabilmeyi umut ediyordu. Sir Alex ferguson ise, Premier League'de yavaş yavaş hakimiyetini Arsene Wenger'in her maçta "İşte Premier Lig bu" dedirten Arsenal'ine bırakıyor olmaktan rahatsız durumda yeniden yapılanmanın yollarını arıyordu. Aslında bir önceki sezonda başlayan bu yeniden yapılanmanın altını çizen hamlelerin başında Beckham'ın Real Madrid'e satılması ve Ada futbolunun yeni yıldızı olarak gösterilen 18'lik Rooney ve o sıralar yeteneği bilinen ancak bu düzeyde bir süper yıldız olacağı kestirilemeyen 19 yaşındaki Portekizli Ronaldo'nun transfer edilmesi geliyordu.

Bu maç yeni Man Utd'ın ne kadar tehlikeli olacağı konusunda yeterli fikri verdi. Genç Rooney ilk Avrupa maçında hat-trick yapmayı başardı. Ronaldo ise bu maçta yedek oturmuştu.

Goller: Giggs, Rooney (3), Van Nistelrooy, Bellion / Nobre, Tuncay

Geriye sayım #5: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

5# 2002-2003- Beşiktaş-Galatasaray: 1-0 (25.5.2003)

Maçı herkese anımsatacak cümleyi kulağımızda Ercan Taner'in sesiyle okuyalım lütfen: "Sergen attı şampiyonluk geldi". Sezon içinde 3-5-2'yi çok iyi bir biçimde oturtan, devre arasında yaptığı Güunti transferiyle de turnayı gözünden vurarak takımın eksik halkasını tamamlayan Beşiktaş, sezon içinde çok sıkıntılar çekmesine ve kadrosunu bir türlü oturtamamasına rağmen yarıştan kopmayan Galatasaray'ı mağlup ederek, 8 sezon sonra çok istediği şampiyonluğu 100. yılında bu maç sonunda kazanıyordu.

Bir önceki sezon Galatasaray'ı şampiyonluğa taşıyan Lucescu, şimdi de bir başka takımın başında, hem de kendisini koltuğundan eden Fatih Terim'i mağlup ederek tarihe geçiyordu.

Goller: Sergen

25 Aralık 2009 Cuma

Geriye sayım #6: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

6# 2003-04 Gençlerbirliği-Valencia :1-0 (11.3.2004)

Bu serinin önceki postlarından birinde Gençlerbirliği'nin o sezon UEFA Kupası'ndaki beklenenin çok üstündeki performansından bahsetmiştik. İşte ilk 16 takım arasına girmeyi başaran Gençlerin karşısına bir önceki turda Beşiktaş'ı eleyen Valencia çıkmıştı. İşte o Valencia 19 Mayıs'tan çıkamadı. Bu, o sezon kupaya uzanan Benitez'in öğrencilerinin tek mağlubiyetiydi.

Rövanş maçının 90 dakikası da 1-0 Valencia lehine sonuçlanmış, uzatmada bir gol daha bulmaları durumu hazin bir hale getirmişti.

Bu arada ilginç bir not da düşelim o sezon Valencia başında UEFA'yı kazanan Benitez ertesi sezon Liverpool'un başında unutulmaz bir finalle Şampiyonlar Ligi'ni kazanacaktı. Tıpkı, Mourinho'nun Porto'nun başında 2003 ve 2004'te başardığı gibi...

Gol: Flip Daems(pen.)

Geriye sayım #6: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 hezimeti

6# 2007-08- Bayer Leverkusen-Galatasaray: 5-1 (21.2.2008)

II. Kalli döneminde tempolu, ön bölgede top kazanmayı hedefleyen oyunbozan karakterli bir takıma geri dönülmüştü. O dönem tarihin en iyi Fenerbahçelerinden birine karşı hem de en sükseli transferi Lincoln'den yeterince verim alamamasına rağmen şampiyonluk mücadelesini sürdüren Galatasaray, UEFA Kupası'nda grubundan zar zor Bordeaux'nun yarattığı mucizeyle çıktıktan sonra karşısında hızlı ve atak futbol karakteristiğine sahip Bayer Leverkusen ile eşleşiyordu.

18 Mart 1994 Galatasaray-Werder Bremen maçı kadar olmasa da yine bir Alman takımına karşı rakipten çok iklim şartlarıyla mücadele edilen ilk maç şanssız biçimde 0-0 sonuçlanmış, herkes rövanşta Galatasaray'ın başarabileceğini düşünmeye başlamıştı.

Hafta içinde Konya'da buzlu sahada Uğur Uçar'ın dizinden sakatlanması takımı sağ beksiz bırakınca bozulan savunma kurgusunun bedelini ilk 15 dakikada 3 gol yiyerek ödedi Cimbom. Sonrasında turu alacak derman kalmaıştı zaten.

İki not var; ilki ve önemli olan B.Leverkusen2in başındaki Skibbe'nin ertesi sezon Galatasaray'a gelmesinde bu maçın rolü var mıdır diye tartışmanın eğlencesi, ikincisi de Galatasaray'a ilk geldiğinde Roma'dan fizik gücü müthiş bir ön libero transfer ettik diye lanse edilip 3-5 maç oynyabilen Barusso'nun yegane golünü harika bir penaltı vuruşuyla kaydetmesiydi.

Goller: Barbarez (2), Kiessling, Haggui, Schneider /Barusso

Geriye sayım #6: Türkiye Ligi'nde 2000'lerin unutulmayan 10 maçı

6# 2003-04 Beşiktaş-Samsunspor: 0-4-hükmen (25.01.2004)

Türk futbolunda hangi maçtan sonra olursa olsun hakemlerden konuşulur ancak bu maç sadece ve sadece hakemle hatırlanıyor. Cem Papila'nın Beşiktaş'tan 5 oyuncuya kırmızı kart gösterdiği bu maç, Lucescu yönetiminde 100. yılını şampiyon olarak kapattıktan sonra hız kesmeyen hatta bilakis ligin ilk yarısında yenilemeyecek bir takım hüviyetine bürünen Beşiktaş'ın, eşi benzeri görülmemiş bir düşüş sürecine giriş tarihiydi aynı zamanda.

Bu maçta golleri kaydedenlerden çok kırmızı kartları görenler hatırlanıyor.Kartlar haklıydı haksızdı çok beyhude bir tartışma artık.  85. dakikada İlhan'ın atılmasıyla yarıda kalmasının ardından hükmen 0-4 olarak tescil edilen maçı özetleyen tek kare de bu gördüğünüz fotoğraf.


Kırmızı kartlar:   Zago (25), İbrahim Üzülmez (41), Ahmet Yıldırım (44), Pancu (69), İlhan Mansız (85)

22 Aralık 2009 Salı

Geriye sayım #7: Avrupa Kupaları'nda 2000'lerin unutulmayan 10 zaferi

7# 2007-08 Fenerbahçe-Chelsea: 2-1 (2.4.2008)

Kendini bir türlü beğendirememiş olan Zico'nun doğru formülü bularak tarihinin en büyük başarılarına koşturduğu Fenerbahçe'nin o sezon Avrupa Kupaları'nda Kadıköy'deki bütün maçlarını kazanma alışkanlığının son halkasıydı bu maç. Sevilla'ya karşı da favori değildi Fenerbahçe ancak bu kez iş daha da zordu. O sezonun ortasına doğru görünür sebep olarak Shevchenko krizi ancak derinde yatan sebep olarak Avrupa'da bir türlü istenen başarının gelmemesi üzerine Mourinho ile yolları ayıran ve daha düşük profilli Avram Grant ile yola devam eden Chelsea, ironik biçimde Şampiyonlar Ligi tarihinde ilk kez finale yürüyecekti.

Deivid'in inanılmaz golüyle hafızalarda yer edecek olan bu Şampiyonlar Ligi çeyrek final ilk karşılaşması, aynı zamanda seyircinin bir maçı nasıl "alacağı"na da ideal bir örnekti. Rövanş 1-0 kaybedilip elenilse de bu Fenerbahçe'nin Avrupa'da çıkabileceği en üst düzey olarak bu listedeki yerini aldı.

Goller: Colin Kazım, Deivid / Drogba