Euro 2016'da grup maçlarında tüm takımları saran temkinli ruh halinin ve buna bağlı olarak ortaya çıkan gol kısırlığının eleme turlarıyla birlikte ortadan kalkacağına yönelik umutları tekzip eden üç maç izledik son 16 turunun ilk gününde. Özellikle büyük beklentilerle ekran karşısına geçtiğimiz Hırvatistan-Portekiz maçının 90 dakikasında kaleyi bulan şu atılmaması ve 120 dakikanın son 5 dakikası haricinde heyecan yaratacak hiçbir aksiyona rastlanmaması büyük hayal kırıklığı yarattı.
Bugün de aynı durumla karşı karşıya gelecek miyiz, kestirmek güç. Fakat dünkü maçlara nazaran bugün oynanacak üç maçın da kağıt üzerindeki favorisi belli. Dolayısıyla maçların tek taraflı cereyan etmesi muhtemel görünüyor. Oyuna ağırlığını koymasını beklediğimiz Fransa, Almanya ve Belçika'nın rakip savunmaları aşıp erken gol bulmaları halinde farklı skorlarla karşılaşıp gol açlığını dindirmek de mümkün olabilir. Tabii o golün bir türlü gelmeyip, maçların işkenceye dönüşmesi ihtimalini de yabana atmamak lazım.
Yine de bugün eninde sonunda favorilerin kazaya uğramadan adlarını çeyrek finale yazdıracaklarını düşünüyorum. Hatta turnuva sonunda şampiyon da bugünkü üçlü arasından çıkabilir.
Fransa-İrlanda
Ev sahibi Fransa, ilk turda tatmin edici bir futbol oynamasa da çoğunlukla Payet'in sihriyle istediği sonuçları aldı. Özellikle Arnavutluk maçında son dakikadaki goller gelmeseydi, bugüne kadarki deneyimlerden, milli takımımıza benzer biçimde, kendi içinde kriz yaratmaya meyyal bir futbol kültürüne sahip olduğunu bildiğimiz Fransa'nın karışması muhtemeldi. O zaman Benzema'nın getirilmemesi, forvet tercihi, Pogba, Griezmann, Payet ve Coman'ı iletecek bir düzen oturtulamaması gibi birçok konuda Deschamps'a yüklenilmesi kaçınılmaz olurdu.
İtalya'ya son dakikalarda attığı ve bizim de içimizi çok acıtan golle, belki beklentilerinin de ötesinde bir başarıyla buraya gelen İrlanda karşısında tatmin edici bir oyun gelmezse, Fransa adına yine bir kriz çıkabilir. İrlanda'nın buradaki en büyük kozu rahatlığı olacak. Ancak aynı zamanda iki ülke arasında Henry'nin elle düzelttiği pozisyonla hatırlanan 2009'daki Dünya Kupası baraj maçlarının İrlanda'daki izi ve rövanş motivasyonu da sıklıkla altı çizilen bir unsur.
Fakat bu psikolojik arka planı bir tarafa bırakırsak İrlanda'nın Fransa'ya kafa tutacak bir kadro kalitesinde olmadığını teslim etmek lazım. Bir bakıma İrlanda-Belçika karşılaşmasına benzer bir seyir izleyecek olan karşılaşmada Fransa'nın oyunu kontrol edip rakip yarı sahaya yığacağını tahmin etmek kehanet olmaz. Gruptaki maçlarda golü hep geç bulan Fransa'nın bu haline taraftarın alıştığını ve golün gecikmesinin (seyir zevki bakımından olumsuz etkisinin dışında) ilave bir stres yaratmayacağını, eninde sonunda da golün geleceğini düşünüyorum. Birkaç iyi oyuncusu olsa da İrlanda'yı iyi bir kontratak takımı olarak tanımlayamayız. Fransa, ilk yarıda gol bulursa ikinci yarıda hızlı ve doğrudan rakip kaleye gidebilen oyuncularıyla farklı ve özgüven arttırıcı bir skorla çeyrek finale kalabilir.
Kilit oyuncu: Antoine Griezmann
2015-16 sezonunda Avrupa'da en iyi performans gösteren 4-5 oyuncudan biri olduğu dikkate alındığında, sadece Romanya önündeki kötü oyunu yüzünden ertesi maç kulübeye mahkum edilmesi büyük haksızlıktı. Nitekim oyuna girip golünü atarak bu hesabı zararsız kapattı. Hücumdaki çok yönlülüğü, geliştirdiği gol vuruş başarısı ve özellikle oyun yukarıda tahmin ettiğimiz gibi cereyan ederse, 1-0'dan sonra açık alanda bulacağı pozisyonlar ve gol (ler) onu maçın yıldızı yapabilecek.
Almanya-Slovakya
Almanya, Euro 2016'nın ilk üç maçı itibariyle top dolaştırıp rakibin açığını aramak için çabaladığında, aniden tempoyu arttırıp hızlandığında, oyunu genişletip hızla yön değiştirdiğinde ve bunun gibi birçok sahnede turnuvanın seyretmesi en keyifli takımlarından biri olarak göründü. Hatta bu oyun 2014'ten bir şey kaybetmediği gibi bir ölçek daha olgunlaşmış bir anlayışın izlerini taşıyordu. Fakat bunlara rağmen, neden "Almanya bu gümbür gümbür bu kupaya yürür" diyemediğimiz, o eksik parçanın ne olduğu henüz çözülememiş durumda. Slovakya gibi kaliteli bir takıma karşı bu sorulara yanıt arayacağız.
Sorun gol vuruş kalitesi eksikliğinden, Götze'nin formsuzluğundan, sistemden veya kanatların yeterince işlememesinden ibaret değil aslında. Oyunun merkezini önde kuran, rakibi boğan, Mesut-Kroos trafiğini çok iyi işleten takımda her zaman en üst standartta izlemeye alıştığımız Müller'in henüz şanssızlığını yenememesi Almanya'nın turnuvayı domine etmesine engel oluyor.
Slovakya, son İngiltere maçında gösterdiği gibi oyunu iyi tutabilen, rakibe kolay teslim olamayan dirençli bir takım. Kanat oyuncularının kalitesi ve Hamsik'in yaratıcılığı dışında fazla kozu bulunmuyor gibi görünse de etkili bir kontratak takımı olduklarını unutmamak lazım. Üstelik, yaklaşık 1 ay önce Almanya'yı hazırlık maçında 3-1 yenmiş olmalarının getirdiği güven, kuşkusuz bu maça da yansıyacak.
Almanya orta sahasını kilitlemek çok zor, ancak o pas trafiğinin hızını düşürmeyi başarabilirsiniz. Slovakya da bunu deneyecektir. Tabii Almanya'ya fazla duran top da vermemek gerektiğini, bunu da etili bir silah olarak kullandıklarını es geçmemek lazım. Löw'ün ilk iki maçtaki idealini bir yana bırakıp Gomez'le başlayacağını düşünüyorum. Gomez-Skrtel ile boğuşurken boşluklara sızacak diğer oyuncular sayesinde Almanya galibiyete ulaşacaktır.
Kilit oyuncu: Thomas Müller
Yukarıda da bahsettiğim üzere, Almanya için eksik olan parça o. Belki de dünyada son 5-6 yıllık dönemin en büyük yıldızları arasında olmasına rağmen akla ilk gelenlerden biri olmadığı için hakkının yendiğini düşünsem de (underrrated), Almanya için eşsiz bir öneme sahip olduğunu büyük turnuvalarda hep ön plana çıkarak göstermişti. K.İrlanda maçında çok istekli ancak şanssızdı. Bu maçla beraber Fransa'ya artık gelmesini ve golle buluşmasını bekliyorum.
Macaristan-Belçika
Günün belki de en heyecanlı ve zevkli maçıyla karşı karşıyayız. Aslında Macaristan'ın grup lideri olarak çıkması belki de ilk turun en büyük sürprizlerinden biriydi. Grup lideri olması beklenen Belçika da İtalya önünde büyük hayal kırıklığı yaşayınca bu eşleşme meydana geldi.
Macaristan'ın, Galler ile birlikte ilk turun en golcü takımı olması da Portekiz'e karşı 3 gol atıp 3 kez öne geçmesi de beklenmedik gelişmelerdi. Belki de turnuvanın analizi en zor yapılacak takımı. Kalede 20 yıldır taşıdığı "ikonik" gri eşofmanlarıyla arz-ı endam eden Kiraly'den başlayarak, heyecan verici orta saha oyuncusu Kleinheisler, Bursaspor'da kıymeti bilinmeyen büyük şu tehdidi Dzudzsak, orta sahada tecrübesiyle parlayan Gera ve her devre değişen ve bir türlü karar verilemeyen forvet hattıyla kendisine tereddütle yaklaştıran ancak iştahlı ve hücuma dönük oyunuyla takdir toplayan bir takım Macaristan.
Belçika ise önceki yazılarda da belirttiğim gibi turnuvada belki de en geniş ve alternatifli kadroya sahip olmasına rağmen ilk maçta büyük bir hayal kırıklığına uğrayarak turnuvaya kötü başladı. Neyse ki Wilmots, sağ bek Meunier'i ilk 11'e monte edip, Lukaku'nun arkasındaki üçlüyü daha yetenekli bir kompozisyonla sahaya sürmeyi akıl edince hücuma çeşitlilik ve verim kazandırmış oldu. Sonraki iki maçta gelen galibiyetler de o mental kırılganlığı ortada kaldırdı gibi görünüyor.
Belçika hücumla yaşayan, topu en kısa yoldan rakip kaleye taşımak isteyen bir takım. Bu bitmek bilmeyen hücum iştahı, dirençli savunmalarla karşılaşıldığında bireysel çözümlere mahkum kalan bir oyun disiplini zaafına dönüşüyor. Bu zaaf da savunmada açıklara yol açabilir tabii.
Macaristan ise kapalı savunma yapmaya çalıştığında bu turnuvada takdir toplayan Ada takımları ölçüsünde başarılı olamıyor. Portekiz önünde 3 kez skoru yakalayamamaları bunun göstergesi. Buna karşılık, hücum yönünde daha güçlü ve güvenli bir takım. Zaten tempolu bir maç bekliyor olmamın esas sebebi de bu.
Bu tablo ışığında maçın Belçika'nın üstünlüğüne geçeceğini ancak işin kolay olmayacağını söylemek mümkün. Belçika'nın yaratıcı oyuncuları bu maçta fark yaratacaktır.
Kilit oyuncu: Eden Hazard
Belçika'nın kaptanı geçirdiği kabus gibi bir sezonun ardından kariyeri için önemli bir fırsat olabilecek bir turnuvada ön plana çıkma şansını yakalama peşinde. İlk turda skora yansımasa da onun hızı, hücumdaki partnerleriyle uyumu ve topu ileri taşıma becerisinin, özellikle kontrataklarda fark yarattığını gördük. Macaristan maçında bunun bir adım ileriye taşınması sürpriz olmayacak.