17 Şubat 2010 Çarşamba

Rooney tipi çağdaş forvet


Man Utd, dün gece Milan'ı 3-2 yenerek San Siro'daki şansızlığını kırmayı başardı. Bizim payımıza düşen ise Şampiyonlar Ligi özlemini 5 golle giderdğimiz bir maç izleme şansı oldu.

Dünkü postta Milan'ın kanatlara dikkat etmesi gerektiğinden zira bu sezon Man Utd.'nin göz alıcı bir futbol oynadığı bütün maçlarda öne çıkan faktörün kanat akınları olduğunu yazmıştım. Nitekim ilk 2 gol sağ kanattan geldi. Milan adına ise Ronaldinho'nun yıldızlaşmasını bekliyordum. Beni haksız çıkarmadı, istekli ve kendine güveni üst düzeydeydi. Zaten 2 golün de yaratıcısı oldu.

Daha önceden hesaba katmadığım, daha doğrusu etkisinin bu denli kuvvetli olacağını tahmin edemediğim ise Rooney faktörüydü. Yalnızca 2 gol atmasından dolayı değil, Man Utd.'ın oyununda üstlendiği çok kritik rolle, geçmişe nazaran biraz yumuşamış görünen Milan savunması arasında ayakta kalarak ama daha da önemlisi takımını ayakta tutarak zaferin mimarı oldu.

İlk bakışta iki takımın da dizilişi 4-3-3 gibiydi. Ancak Milan forvetinde sağ kanatta oynayan Pato'nun ne pres yapma ne de geriye gelme alışkanlığı olduğundan, Ronaldinho da oyunun savunma yönünü sevmediğinden orta sahada hep eksik kaldılar. Çünkü Man Utd.'de forvetin kanatlarında yer alan Nani ve Park aslında orta saha oyuncuları gibi oynadılar. Bu durumda da Man Utd.'nin ortasındaki üçlünün etkinliği arttı. Carrick-Scholes-Fletcher istedikleri gibi paslaştılar ve tempoyu ayarladılar. Fletcher ayrıca iki asistle de maça damga vurdu.

Bu tattik tabloda Rooney'nin oynadığı rol daha belirgin biçimde ortaya çıktı. Çünkü hesapta tek kişi olan Man Utd forveti, Milan forvetindeki 3 kişiden daha yıpratıcı oldu. Özellikle rooney'nin geriye de gelerek yaığı driplingler, sürekli hareket halinde olması ve top tutarak takımı hücuma yerleştirmesi, onun bu sezon zirvelerde dolaşan performansına bir yeni başarı halkası daha ekledi.

Bu maç Serie A ile Premier League arasındaki esas farkın sertlik farkı olduğunu da bir kez daha ispatladı. Bu açıdan Inter-Chelsea eşleşmesini de merakla beklediğimi söylemeliyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder