7 Ekim 2010 Perşembe

Avrupa liglerinde sonyaz değerlendirmesi 4 - İtalya


1990’larda ne İngiltere, ne de İspanya ligleri Serie A kadar ilgi çekerdi. Hem tüm büyük yıldızların Çizme’de toplanması hem de İtalyan takımlarının Avrupa kupalarını domine etmesi bu konumunu keyfini uzun süre devam ettirmesini sağladı. Fakat 2000’lere gelindiğinde özellikle Premier League’in mali anlamda inanılmaz güçlenmesi bu gidişatı değiştirdi. Son yıllarda İtalya Ligi pek fazla kimsenin ilgilenmediği, yıldız oyuncuların tercih etmediği ve hatta yanılmıyorsam bu sezon İskoçya ve Hollanda liglerinin yayınlandığı Türkiye’de dahi yayınlanmayan bir lige dönüştü.

İtalya Ligi’nde 2006’da patlayan skandalın ardından değişen dengelerden de yararlanan Inter, 5 yıllık bir hegemonyanın keyfini sürmeye devam ediyor. Bu dönemde, Mourinho’nun futbol aklıyla kadro istikrarını yakalayan ve daha da büyüyerek Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna kadar uzanan Inter, bu sezon başında en büyük yıldızı olan teknik direktörünü kaybetse dahi, yine kazanma alışkanlığı olan ve uzun süredir Liverpool’da yerinde saydığını düşündüğümden, yeni bir meydan okumaya kendi kariyeri açısından da ihtiyaç duyan Benitez’le anlaşarak bence doğrusunu yaptı ve sezona da yine favori olarak başladı.

İtalya’nın üç büyüklerinden Milan ve Juventus da geçen sezonu birçok sıkıntı içinde geçirdikten sonra bu sezona eski günlerini yakalama hedefiyle başladılar. Özellikle, yıllardır yaşlı kadrosunu yenileyememenin sıkıntısını yaşayan Milan, bir tür İtalyan usulü Galacticos yaratma peşine gitti ve Ibrahimoviç ile Robinho gibi iki süper transfere imza attı. Teknik Direktör Allegri’nin takımı istediği hedefe ulaştıracak kapasite ve kariyere sahip olup olmadığı tartışması devam etse de sıkıntıya düştükleri maçları dahi çevirme kapasitesine sahip, etkili silahları olan bir kadro var karşımızda.

Juventus’ta ise sorunun Ferrara veya Zaccheroni’den kaynaklanmadığı ve daha derinlerde yattığı bu sezon şu ana kadar gösterilen performansla doğrulanmış oldu. Yine de uzun süre transfer etmeye uğraştıkları Krasiç’in son birkaç maça ağırlığını koymasıyla hafif bir toparlanma sinyali göndermeye başladılar. Daha önce de bu blogda Krasiç’ten bahsetmiş ve özellikle geçen sezon CSKA formasıyla ŞL’deki müthiş performansına değinmiştim. Şu anda taraftarların eskimeyen yıldız Del Piero ile birlikte fark yaratması için bel bağladıkları ve yeni Nedved olarak gördükleri adam konumunda. Yalnız hücumda ne kadar iyi olursa olsun, şu an itibariyle zirveyi kovalayacak kalitede bir defans anlayışı yok Juventus’un. Çok kolay ve bol gol yiyorlar. Yine de son Inter maçındaki dirençleri gelecek adına iyi bir referans noktası olabilir.

Roma ve Fiorentina için sezon kabus gibi başladı. Gerçi Roma böyle başlangıçlardan sonra inanılmaz seriler yakalamakta meşhurdur ama bu sezon bunu yapabilecekler mi bilemiyorum. Şu an iki takım da 6 maçta 5 puan toplayabilmiş durumdalar. Roma, Inter’i son dakika golüyle 1-0 yendiğinde, toparlanmaya başladıklarını düşünmüştüm ama Napoli karşısında direnemediler. Fiorentina’nın durumu ise daha kötü. Takımın kimyasını ayakta tutan teknik direktör Prandelli’ymiş demek ki. O milli takımın başına gidince, takımı taşıyacak kapasitedeki Jovetiç de sakatlanınca çok zor günler geçirmeye başladılar. Kısa vadede bir teknik direktör değişikliğiyle orta sıralara yükselmeleri muhtemel ama daha fazlası zor.

İki sezondur olumlu sinyaller veren Napoli, bu sezonun başından beri adım adım zirveye doğru yol alıyor. Şampiyonluk yine de zor görünse bile, ŞL hedefini sonuna kadar kovalayacak gibiler. En önemlisi göze hoş gelen bir futbol oynayan, genç ve hareketli bir kadroya sahipler, ayrıca Hamsik gibi süper bir yıldız olma yolunda ilerleyen bir orta sahaya, Cavani gibi de potansiyelinin şu ana kadar gösterdiği kısmıyla bile ilerde neler yapabileceğinin müjdesini veren bir golcüye sahipler.

Bu kez lideri sona bıraktık. Geçen seneden alınan dersler ve doğru hamlelerle yaşanan 180 derecelik bir değişim yaşandı Lazio'da. Kaleci Muslera ve önündeki sağlam savunmanın yanı sıra olgunlaştıkça etkinliği artan Rocchi’nin sürüklediği hücum hattı. Kadro çok geniş olmadığından nereye kadar gideceklerini kestirmek zor fakat başarı geleneğine ve sadık bir taraftar kitlesine sahip olduklarından kazandıkça keyiflerinin yerine geleceği ve üst sıralara tutunacakları söylenebilir.

1 yorum: