18 Ocak 2010 Pazartesi

Juventus'ta kara günler


Geçen hafta Torino’daki 3-0’lık mağlubiyet yalnızca Serie A’da şampiyonluğun bu sezon Milanolular arasında geçeceğini değil, aynı zamanda Juventus’taki krizin derinleşmeye namzet olduğunu da göstermişti.


Tabii bu durum geldiği günden beri tartışılan Ferrara’nın da geleceğinin karanlıklar içinde olduğunu gösteriyordu. Hafta içinde Juve, İtalya Kupası’nda Napoli’yi 3-0 yendi ama bu soluklanma, gerçek anlamdaki bir hayata dönüşten ziyade krizin üzerine konan bir buz parçası gibiydi. Buzun eridiği bugün Chievo önünde ortaya çıktı.

Juventus bu sezon transferde iki Brezilyalı Diego ve Felipe Melo’ya kamyonla para döktü. İkisi de parlak oyuncular olmasına rağmen performansları hayal kırıklığı. Rakiplerine nazaran daha iyi ve mümbit bir altyapıya sahip olmalarına rağmen buradan çıkan Marcihisio, Giovinco, De Ceglie gibi oyuncuları da gerektiği gibi kullanmayı başaramadılar. (Bu konudaki istisna Chiellini) Takımın kadrosundaki yapısal bozukluk bir türlü giderilemedi, çok pahalıya alınan Melo, Tiago, Poulsen gibi oyuncular takımın orta sahasındaki o boşluğa çare olamadı. Bir de Nedved’in gidişinden sonra, Del Piero’nun da bu sezon eski günlerinden uzak olması da eklenince kaledeki Buffon dışında taraftar ile gönül bağını kuran bir isim kalmadı. Real’in gönderdiği, 2006’da küme düşürülürken gemiyi terk eden “Balon d’Or” sahibi Cannavaro’nun gelişini de bütün bunlar çerçevesinde bence ayrı bir hataydı.

Bugünkü noktada Ferrara’nın günleri sayılı görünüyor. Bu kadar üst düzey bir takımda tecrübesiz bir hocanın, “bizim evladımız” kontenjanından görev yapmak biraz zor zaten. Milan’da Leonardo bunun çok daha ağırını sezon başında yaşasa da bana göre şaşırtıcı biçimde krizden çıkıp, her geçen gün daha iyiye gitmeye devam ediyor. Ferrara’nın seyir defteri ise ters istikamette yazıldı, yazılıyor ve yakında bitmeye namzet görünüyor. Juve fena başlamamıştı ancak üst üste alınan mağlubiyetler, bugün takımın Şampiyonlar Ligi’nden elenmesine ve ligde Inter’in 13 puan gerisine düşmesine sebep oldu. Hatta bu hafta sonunda Roma ve Napoli’ye geçilerek ilk 4’ün dışında kaldı. Yani Juve’nin bu gidişle Şampiyonlar Ligi şansı kazanması bile zorda, puan cetvelinin aşağıdaki kesitine bakarsak.

1. Inter 46
2. Milan 40
3. Roma 35
4. Napoli 34
5. Juventus 33
6. Palermo 31

Ferrara’nın elindeki malzemeyi kullanamama, takımı yanlış tertiple sahaya sürme gibi sorunları yok, sorun işler kötüye giderken müdahale edememesinde. Bayern Münih’le oynanan son Şampiyonlar Ligi grup maçını hatırlayın. Öne geçen bir takımın moral mopmentumunu nasıl kaybettiğini ve saha içinde umutsuz ve organizasyonsuz kalarak pamuk şeker gibi dağıldığını. Aynı şekilde geçen hafta Milan önünde 1-0 mağlup iken kimseye heyecan vermeyen nafile ataklar yapan takımı.

Sorun burada ama çözüm nerede bunu bilmek mümkün değil. Çünkü devre arası kaliteli antrenör bulmak kolay değil. Juventus, Inter gibi yabancı antrenöre çok açık bir kulüp de değil. 2. ligde, Didier Deschamps yönetimindeki 2006-07 sezonu sayılmazsa, takımı en son çalıştıran yabancı antrenör 1969-70 sezonunda Arjantinli Luis Carniglia. Şu an için İtalyan hocalardan boşta olabilecek Spaletti Zenit ile, Mancini de Man Cİty ile yeni anlaştı malum. Lippi de milli takımda.

Belki de bu sezonu böyle bitirip Ferrara’ya güvenlerini tazeleme kararını sezon sonuna bırakacaklar. Burada 2 ay önce Benitez’in koltuğu sallantıda olabilir demiştim, adam yernide duruyor. Belki Ferrara’ya da uğurlu gelirim, bilemiyorum…



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder