10 Ocak 2010 Pazar

Galatasaray'ın cezasının indirilmesi üzerine


Bu konudaki düşüncelerimi yazıp yazmamak konusunda çok tereddüt ettim. Aslında tereddütüm daha ziyade kafamdaki düşünceleri netleştirememekten, daha doğrusu kendi kendime sürekli "Galatasaraylı olduğum için mi böyle düşünüyorum?" diye sormamdan kaynaklandı.


Bir taraftan da içim rahat, çünkü yaklaşık 2 ay önce yazdığım bu blogdaki ilk postlarımdan birinde durumun kabul edilemez olduğunu en açık dille yazmış bulunuyorum. Bu skandalın cezası doğrudan küme düşürülme olmalıydı bence. Ancak anlaşılan Federasyon belki ligin prestijini veya maddi kaygılarla seyirci ilgisini düşünerek (sonuçta futbolda Ankaraspor'u düşürmekle, basketbolda Galatasaray'ı düşürmek aynı şey değil), belki de Avrupa Kupaları'nda oynamasını dikkate alarak öyle veya böyle bu sezonu bitirmesine halel getirmeyecek şekilde "fiilen küme düşürme" cezası verdi.

Bu koşullar altında, GSGM Tahkim Kurulu'nun puan silme cezasını kaldırmasını bir garabeti düzelttiğin düşünüyorum. Zira kararda, puan silme cezasının hukuki dayanağı olmadığından bahsediliyor. Neticede, Cemal Nalga beş maç ceza aldığından ve sahtekarlık yapılarak kendisi cezasını hazırlık maçlarında çekmiş gibi gösterildiğinden ilk 5 maçta Galatasaray'ın hükmen mağlup sayılması ve dolayısıyla kaybettiği maçlarda verilen 1'er puanı dahi alamaması gayet normal. Zaten bu durum otomatikman 5 puanın da silinmesi anlamına geliyor. Ancak silinen ekstra 5 puan kime göre neye göre belirleniyor, burası sakat. Sanki kümede kalma baremi hesaplanmış da ona göre verilmiş bir karar gibi. Zaten Tahkim Kurulu da buna göre karar vemiş, itiraz sahibi Galatasaray olduğundan ve bu karar onlar için tatmin edici göründüğünden bu dosya kapanmış gibi görünüyor.

Tabii bu noktada, Kaan Kural'ın normal yaptırım uygulandığı ve sahtekarlıkğın cezasız kaldığı yönündeki yorumuna da bir yerde hak veriyorum. Bir yerden de son haftalarda müthiş mücadele ederek herkesin sempatisini kazanan bir takım var, onur mücadelesi verdiği imajını sunarken, kamuoyunda bir yerlerden iteklendiği algısının oluşma riski de rahatsız edici. Ancak ne şiş yansın ne kebap mantığıyla verilen kararın tahkimi de böyle olur demem gerek.

Son olarak oyuncular hakkında da bir iki kelam etmek gerekirse, her ne olursa olsun o formayı giyen Cemal Nalga'nın cezasını normal karşılıyorum. Sonuçta, burası yıldız takım değil, yaptığın hareketin sorumluluğunu alman lazım. Tufan'ın durumu ise biraz daha farklı. Sonuçta sahtekarlığın vuku bulduğu sahada yok ve nereye kadar hadiseyi engelleyebilir, bilemeyiz. Yine de takım kaptanı olarak olaydan haberi varsa bu cezayı onun da hak ettiğini düşünüyorum.

Bundan sonra dilediğim tek şey Galatasaray'ın şu ana kadarki mücadelesini aynen sürdürmesi ve basketbol kamuyounun saygısını yeniden kazanması...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder