27 Kasım 2009 Cuma

5. maç gününün ardından

Şampiyonlar Ligi'nde sürprizlerin çok olduğu bir sezonun yaşanıyor olduğu herkesin malumu. Gruplardaki son maçlardan önce genel tabloya bakıldığında Platini'nin ısrarları sonucunda uygulanmaya başlanan yeni statünün heyecana farklı bir boyut kattığı aşikar. En dikkat çekici performansları gösteren sürpriz takımlardan Unirea ve Rubin Kazan zaten eski statüde de şampiyon oldukları için gruplarda mücadele edeceklerdi ama daha çok ülkeden takım katılması coğrafi çeşitliliğin yanında,farklı liglerin mayasıyla oluşan bir futbol kültürü çeşitliliği de sağladı.

Kuralar ilk çekildiğinde en zorlu 3 grupta da Fransız takımları olsa da ilk turun en büyük süksesini de onlar gerçekleştirdi. Lyon ve Bordeaux beklenenin üzerinde bir performansla çıkmayı garantilediler. Biri Liverpool'u Avrupa Ligi'ne yolladı, diğeri de üst üste Bayern ve Juventus karşısında net galibiyetler alarak"kafalar rahat" pozisyonuna geldi.

Marsilya'nın işi zor görünse de Real'i yenmeleri ihtimal dışı değil. Yine de son maçta galibiyet onları kurtarmaya yetmiyor. Ya Real, İspanya kupası'nda olduğu gibi bir tutulma akşamında fark yiyecek ya da Milan San Siro'da yenildiği Zürih'i bir kez daha sevindirecek. Marsilya yoluna Avrupa Ligi'nde devam edecek gibi görünüyor kısacası. Milan'ı en kötü halinde Velodrome'da yakalamışken 1 puan dahi alamamalarına hayli üzülüyorlardır şimdilerde.

En sıkıcı iki grup olarak nitelendirilebilecek G ve H gruplarında Arsenal ve Sevilla işi çok rahat götürdüler. G Grubu'nda Son maçlarda Dan Petrescu'nun çalıştırdığı Unirea, bu sezon sürünmesine rağmen hala Şampiyonlar Ligi şansını sürdüren Stuttgart'tan deplasmanda bir puan bile alsa gruptan çıkacak. Rangers bu sezon izlediğimiz takımlar içinde uzak ara en kötüsü gibi görünüyor. Haifa, Zürih ve APOEL'in sınırlı kapasiteyle gösterdikleri performansın yarısını gösteremediler. Puansız Debrecen dahi en azından Liverpool'dan iki maçta sadece birer gol yedi ve toplamda da 5 gol attı. (Liverpool'un gol sayısı 4)

Arsenal'in grubunda ise kafasını azıcık kaldıran takımı, diğerleri derhal paçalarından çekerek aşağı indiriyor. Standart Liege-AZ Alkmaar maçı her şeyin olabileceği maçlar türünden. Ancak bu maçın sadece bir Avrupa Ligi kapışmasına dönme ihtimali de var. Zira, Olympiakos,  Pire'deki seyircisine ve müthiş atmosfere güvenerek liderliği garantilemiş Arsenal'den kendilerini gruptan çıkarmaya yetecek puanı alma hesapları yapıyor. Standart kazanırsa, Olympiakos da yenilirse ikili averajları daha iyi olduğundan gruptan çıkmayı başaran Belçika ekibi olacak.


Şu ana kadar en rahat ve bu işi sonuna kadar götürecek gibi görünen takım Chelsea. Ancelotti, bir formül bulup işlediği sürece ona bağlı kalan bir teknik adam. Mourinho kadar karizmatik görünmese de, bu sezon başarısının Milan'ın "öz be öz evladı" olmasıyla alakası olmadığını, "winner" gibi görünmeyen bir "mülayim winner" olduğunu adım adım ispat ediyor. Takımın temel direkleri Drogba, Essien, Obi Mikel, Kalou 2010 başında Afrika Kupası'na gittikleri dönemi de az hasarla kapatırlarsa şimdiden ciddi bir final adayı olduklarını söyleyebiliriz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder