14 Kasım 2009 Cumartesi

Trajikomik

Son bir hafta içinde Ankaragücü'nde yaşananlar için, tam anlamıyla "söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil". Türk futbolundaki çarpıklıklardan şikayet etmek, yakınmak bitmez tükenmez bir geyik muhabbeti malzemesi. Biraz da "hocam biz adam olmayız" tadında. Ancak öyle sanıyorum ki hiç kimse, bu derecedeki olaylarla karşılaşılacağını tahmin edemezdi.

Hikmet Karaman'ın Türk futbolunda çok sempatik bir figür olduğu söylenemez. Ama ne olursa olsun iş ahlakını ön planda tutan bir antrenöre yapılan bu muamele kabul edilemez. Bugüne kadar "yerli" teknik direktörleri istedikleri zaman anında kovup, "sen bizim evladımızsın" söyleminin karşı tarafın "gururlu" tavrıyla çakışması sonucunda tazminat vermemeye alışmış yöneticiler, maddi kaygılarla görevine son verme cesareti gösteremedikleri Karaman'ın kuyusunu kazmak için, önce Ankaraspor yamalı takımın içinde ikilik yarattılar, sonra medya önünde hocayı eleştirdiler, antrenman saatini değiştirip küçük düşürdüler ve ona yakın bildikleri oyuncuları kaldıkları otelden kapı dışarı ederken bazı futbolcuları ajan gibi kullanmaktan geri durmadılar.

İşin garip tarafı, son çare olarak, kendilerinden önceki yönetimin yaptığı sözleşmenin yasal olarak geçerli olmadığını iddia eden bu yönetimin kendi meşruiyeti zaten tartışmalı.Ankaraspor'un küme düşmesine yol açan, bu "birleşmenin" usulüne uygun olmadığı kararını üzerinde bir düşünün.

Umarım artık, okey masasında boşalan sandalyeye otururcasına kendi aralarında takımları dönen teknik direktörler bu olayın sonunda gerçeği görebilrler. Bu durumdan sonra A.Gücü'nün başına kimin geçeceğini merak ediyorum. Açıkçası bu ismin saygı duyduğum bir futbol adamı olmasından, hele de kalbimizde apayrı bir yeri olan Hagi olmasından kaygılanıyorum. Zira, bu süreçten sonra o koltuğa oturan kişinin futbol ahlakı şüphe götürür hale gelecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder