Bence grup maçları aşamasında G Grubu ile birlikte turnuvanın en güzel maçlarına sahne olacak bu grupta nasıl bir sonuç çıkacağını önceden kestirmek çok zor. Kolay olan "Almanya çıkar, diğerleri 2.lik mücadelesi yapar demek", ancak Avusturalya, Sırbistan veya Gana'dan herhangi birinin (üçünün birden değil) Almanya'dan puan alması çok büyük bir sürpriz olmayacağını da söylemek lazım.
Alman futboluyla ilgili çocukluğumdan beri duyduğum 3 klişe vardır: "Almanya turnuva takımıdır.", "Futbol 90 dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur. (Gary Lineker) ve "Almanların tecrübesi yeter". Anonim bir ifade olan son görüş bu kupada biraz geçerliliğini yitirecek gibi görünüyor zira Almanlar turuvanın en genç takımlarından birine sahipler. Düşünün, kupa sonunda büyük bir yıldız olduğunu ispatlamasını umdukları büyük umut Mesut 10, kaleyi koruyacak Neuer ise yalnızca 5 kez milli olmuşlar. Ballack'ın da sakatlanmasıyla süper yıldızı olmayan bir takıma dönüşseler de oturmuş bir sistemi olan ve çoğu zaman rakiplerin dayanamayacağı bir tempo seviyesine çıkarak sonuca gitmeyi başardıklarından her zaman favorilerden biri olarak kabul ediliyorlar. Gruptan çıkacaklarını düşünüyorum ama liderliğin garanti olmadığını da söylemeliyim.
Bir Galatasaraylı olarak Kewell ve Neill'den dolayı Avustralya'ya sempatim olmadığını söylemek saçma olur. 2006'da Hiddink'in kendine has formülü ile gruptan çıkmayı başarmışlar ve sonradan Dünya Şampiyonu olacak İtalya'ya haksız bir penaltı yüzünden elenmişlerdi. Şimdi kadro yapıları aşağı yukarı aynı ancak hem oyuncular yaşlandı hem de takım genel itibarıylşa o dönemdeki performansından çok uzak bir görüntü çiziyor. En büyük yıldızlarından Kewell'ın birkaç aydır maça çıkmamış olması ve Cahill'in son dönemdeki sakatlığı da işleri iyice zorlaştırıyor. İlk maçta Almanya'ya çelme takamazlarsa, ki hayli zor görünüyor, gruptan çıkma ihtimallerinin fazla olmadığını düşünüyorum.
Gana'nın, kupaya katılan Afrika takımlarının içinde belki en üst düzeye ulaşabilecek ve o beklenen sürprizi gerçekleştirecek takım olabileceğini düşünmek haksızlık olmaz ancak ne yazık ki çok istikrarsız bir profile sahipler. Aslında bu istikrarsız görüntü 90 dakikalık bir maçın içinde dahi ortaya çıkabiliyor. Bir ikinci handikap da çok kolay gol yiyen bir takım olmaları. En büyük artıları olan dirençli orta sahalarının temel taşı Essien yok, Appiah'ın da düzenli futbol oynamadığı dönem 2 yılı aştığından ne kadar verimli olabileceğini kestirmek zor. Açıkçası Appiah'ın performansını ben de çok merak ediyorum. Gana, hızlı oynamaya yatkın oyunculara sahip tipik bir kontratak takımı ama rakipleri Avustralya ve Sırbistan oyun anlayışları gereği onlara bu kontratak şansını fazla tanımayacaklardır. Geçen yılın U-20 Dünya Şampiyonası'nın yıldızı Aidiyah'ı izlemeyi merakla beklediğim de söylemeliyim. Tabii farklı formalarda karşı karşıya gelecek Boateng kardeşlerin mücadelesi de çok entreresan olacak. Hele Kevin Prince'in, Ballack'ı sakatladıktan sonra Almanya karşısına çıkışı çok acayip bir tesadüf.
Stojkovic- Ivanovic, Subotic, Vidic, Kolarov- Krasic, Kacar, Stankovic, Kuzmanovic, Jovanovic- Pantelic
Bu 11 kişi, Dünya Kupası'nın ilk 6 gününde sahaya çıkacak 32 takımın büyük bir çoğunluğundan daha kaliteli, çok yönlü ve uyumlu bir ekibi teşkil ediyor. Fransa'nın da içinde bulunduğu grubu zorlanmadan lider bitiren, kupanın en tecrübeli hocalarından biri olan Antiç'in çalıştırdığı Sırbistan'dan bu turnuvada izleyenleri kendisine hayran bırakacak bir performans bekliyorum. Savunmanın çok sağlam olduğunu belirtmeye dahi gerek yok. Burada belirleyici performanslar yaptığım dizilişteki 4-5-1'i, uygulamada 4-3-3'e çeviren Krasic ve Jovanovic'in performansı. Liverpool'a gideceği söylenen Jovanovic hakkında çok fazla bir şey söyleyemem ama geçen sezon CSKA'yı neredeyse tek başına Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline taşıyan Krasic'in halihazırda dünayının en iyi 10 kanat oyuncusundan biri olduğunu ve bunu da kupada ortaya koyacağını düşünüyorum.
Sırbistan, grubu 2. bitirirse muhtemelen karşılarında İngiltere olacak ve şampiyon adayımla sürpriz adayım karşı karşıya gelecek. Böyle olmaması için Sırbistan'ın lider olması gerekiyo ki, bu hedef doğrultusunda Gana'yı yenmeleri şart. Umarım kafamdaki senaryo gerçeğe dönüşür.
Share |
Alman futboluyla ilgili çocukluğumdan beri duyduğum 3 klişe vardır: "Almanya turnuva takımıdır.", "Futbol 90 dakika süren ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur. (Gary Lineker) ve "Almanların tecrübesi yeter". Anonim bir ifade olan son görüş bu kupada biraz geçerliliğini yitirecek gibi görünüyor zira Almanlar turuvanın en genç takımlarından birine sahipler. Düşünün, kupa sonunda büyük bir yıldız olduğunu ispatlamasını umdukları büyük umut Mesut 10, kaleyi koruyacak Neuer ise yalnızca 5 kez milli olmuşlar. Ballack'ın da sakatlanmasıyla süper yıldızı olmayan bir takıma dönüşseler de oturmuş bir sistemi olan ve çoğu zaman rakiplerin dayanamayacağı bir tempo seviyesine çıkarak sonuca gitmeyi başardıklarından her zaman favorilerden biri olarak kabul ediliyorlar. Gruptan çıkacaklarını düşünüyorum ama liderliğin garanti olmadığını da söylemeliyim.
Bir Galatasaraylı olarak Kewell ve Neill'den dolayı Avustralya'ya sempatim olmadığını söylemek saçma olur. 2006'da Hiddink'in kendine has formülü ile gruptan çıkmayı başarmışlar ve sonradan Dünya Şampiyonu olacak İtalya'ya haksız bir penaltı yüzünden elenmişlerdi. Şimdi kadro yapıları aşağı yukarı aynı ancak hem oyuncular yaşlandı hem de takım genel itibarıylşa o dönemdeki performansından çok uzak bir görüntü çiziyor. En büyük yıldızlarından Kewell'ın birkaç aydır maça çıkmamış olması ve Cahill'in son dönemdeki sakatlığı da işleri iyice zorlaştırıyor. İlk maçta Almanya'ya çelme takamazlarsa, ki hayli zor görünüyor, gruptan çıkma ihtimallerinin fazla olmadığını düşünüyorum.
Gana'nın, kupaya katılan Afrika takımlarının içinde belki en üst düzeye ulaşabilecek ve o beklenen sürprizi gerçekleştirecek takım olabileceğini düşünmek haksızlık olmaz ancak ne yazık ki çok istikrarsız bir profile sahipler. Aslında bu istikrarsız görüntü 90 dakikalık bir maçın içinde dahi ortaya çıkabiliyor. Bir ikinci handikap da çok kolay gol yiyen bir takım olmaları. En büyük artıları olan dirençli orta sahalarının temel taşı Essien yok, Appiah'ın da düzenli futbol oynamadığı dönem 2 yılı aştığından ne kadar verimli olabileceğini kestirmek zor. Açıkçası Appiah'ın performansını ben de çok merak ediyorum. Gana, hızlı oynamaya yatkın oyunculara sahip tipik bir kontratak takımı ama rakipleri Avustralya ve Sırbistan oyun anlayışları gereği onlara bu kontratak şansını fazla tanımayacaklardır. Geçen yılın U-20 Dünya Şampiyonası'nın yıldızı Aidiyah'ı izlemeyi merakla beklediğim de söylemeliyim. Tabii farklı formalarda karşı karşıya gelecek Boateng kardeşlerin mücadelesi de çok entreresan olacak. Hele Kevin Prince'in, Ballack'ı sakatladıktan sonra Almanya karşısına çıkışı çok acayip bir tesadüf.
Stojkovic- Ivanovic, Subotic, Vidic, Kolarov- Krasic, Kacar, Stankovic, Kuzmanovic, Jovanovic- Pantelic
Bu 11 kişi, Dünya Kupası'nın ilk 6 gününde sahaya çıkacak 32 takımın büyük bir çoğunluğundan daha kaliteli, çok yönlü ve uyumlu bir ekibi teşkil ediyor. Fransa'nın da içinde bulunduğu grubu zorlanmadan lider bitiren, kupanın en tecrübeli hocalarından biri olan Antiç'in çalıştırdığı Sırbistan'dan bu turnuvada izleyenleri kendisine hayran bırakacak bir performans bekliyorum. Savunmanın çok sağlam olduğunu belirtmeye dahi gerek yok. Burada belirleyici performanslar yaptığım dizilişteki 4-5-1'i, uygulamada 4-3-3'e çeviren Krasic ve Jovanovic'in performansı. Liverpool'a gideceği söylenen Jovanovic hakkında çok fazla bir şey söyleyemem ama geçen sezon CSKA'yı neredeyse tek başına Şampiyonlar Ligi çeyrek finaline taşıyan Krasic'in halihazırda dünayının en iyi 10 kanat oyuncusundan biri olduğunu ve bunu da kupada ortaya koyacağını düşünüyorum.
Sırbistan, grubu 2. bitirirse muhtemelen karşılarında İngiltere olacak ve şampiyon adayımla sürpriz adayım karşı karşıya gelecek. Böyle olmaması için Sırbistan'ın lider olması gerekiyo ki, bu hedef doğrultusunda Gana'yı yenmeleri şart. Umarım kafamdaki senaryo gerçeğe dönüşür.
Share |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder