19 Haziran 2010 Cumartesi

Kupa ısınırken: C Grubu



Çok iddialı konuştuğum, münhasıran bu iddia üzerine bir post ayırdığım ve biraz da başarmalarını istediğim için İngiltere'nin hayalkırıklığından öte performansını kabullenmek içimden gelmiyor. Neticede avantaj hala onların elinde, Slovenya'yı yenmeleri gruptan çıkmak için yeterli olacak ama Yeni Zelanda'dan sonra kupanın belki de en zayıf takımı olan Cezayir'e karşı bu denli etkisiz ve hatta zaman zaman mahkum futbol herhangi bir şekilde açıklanamaz.

O dönem henüz doğmamış olsam da izlediğim belgesellerden aklıma 1982 Dünya Kupası'nda İtalya'nın ilk maçlardaki berbat performansının ardından tarihin en iyi takımlarından biri olarak gösterilen Brezilya'yı yenerek açtığı yolda kupaya yürümesi geliyor. Belki İngiltere de gruptan güç bela çıktıktan sonra turnuvanın en beğenilen takımı Almanya'yı geçecek ve önü açılacak kimbilir?

Fakat İngiltere'nin iyiye gitmesinin sistemin değişmesine, Rooney'nin tek santrfor oynayarak kanatlarda çok yönlü Joe Cole gibi oyuncular ve ortadan Lampard ve Gerrard tarafından destekleneceği 4-1-4-1 gibi bir anlayışa dönmesine bağlı olduğunu düşünüyorum.

Cezayir ise ilk maçtaki ürkekliğini üzerinden atmış ve kendine güvenen bir görüntü sergiledi. Başta Ziani olmak üzere oyuncuların büyük maç psikolojisiyle kendilerini göstermek için daha çok çaba sarf ettikleri de bir gerçek elbette. Bu noktada sorulacak esas soru, İngiltere ve Slovenya maçlarının düşük tempoda geçtiği gözönüne alındığında, yüksek tempoda oynamayı isteyen ve kazanmak için buna biraz da mecbur olan ABD önünde dayanabilip dayanamayacakları.

ABD-Slovenya maçında son dakikada iptal edilen gol ABD'nin elenmesine mal olursa gerçekten üzülürüm. Slovenya imkanları ölçüsünde mütevazı ancak istikrarlı bir futbol oynuyor. Biraz bizim ligimizdeki Antalyaspor'un performansına benzetiyorum onlarınkini. ABD ise tempolu ve hzılı bir oyunu seviyor. 2-0 dan maçı döndürmelrinde bu istek ve kararlılık başlıca rolü oynadı.

Son maçlarda ABD ve İngiltere'nin galip gelerek gruptan çıkacaklarına inanıyorum. Fakat özellikle İngiltere'nin Slovenya'yı yenmek için daha çok çabaya, daha iyi bir organizasyon becerisine, en önemlisi de daha çok istemeye ihtiyacı olduğunu bir an önce anlaması şart.
Share |

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder