17 Haziran 2010 Perşembe

İlk maçların ardından: H Grubu



Nihayet turnuvanın ilk orta çaplı sürprizi gerçekleşti ve en büyük favorilerden biri olan İspanya, üstelik bol miktarda pasa ve topa sahip olmaya dayalı oyununu dikte ettirmeyi başarsa da etkili savunma duvarını aşamadığı İsviçre'ye 1-0 mağlup oldu.

Bu kupa biraz da "Dış Türkler"in kupası oluyor galiba. Mesut Özilden sonra İvviçre'nin kaptanı Gökhan İnler ve forvetteki Eren Derdiyok İspanya karşısında harika oynadılar. Eren'in direkten dönen topu, tunuvanın en güzel gollerinden biri olabilirdi ama ben esas Gökhan'ın orta sahadaki hem savunma hem hücum performansına hayran kaldım. Zaten İsviçre'nin İspanya'yı yormasında Gökhan ve golü atan Fernandes'in fizik açıdan İspanya orta sahasına üstünlük sağlamaları etkili oldu.

Fabregas'ın sakatlığı, Torres'in formsuzluğu gibi bahaneler sayılabilir ama bence Del Bosque fazlasıyla temkinli bir kadro çıkarmış. Xabi Alonso*Xavi*Iniesta orta sahasının arkasına çapa olarak benim bir türlü benimseyemediğim Busquets'i koymanın yanlış bir karar olduğu anlaşıldı anlaşılmasına ama gol çoktan yenmişti.

Diğer maça gelirsek, Şili şu ana kadar Almanya'dan sonra beni en çok etkileyen performansı ortaya koyan takım oldu. Elemelrdeki parlak performanslarının ardından başarılı sonuçlar alabileceklerini düşünüyordum ama bu denli etkili bir futbol beklemiyordum açıkçası. Bu üstünlük rakibin zayıflığından kaynaklanmadı. Bilakis Honduras ikili mücadelelerde Şilî'ye teslim olmadı ve tempoya da yaak uydurmasını bildi.

İki takım arasındaki farkı yaratan Şili'nin teknik kapasitesi oldu. Hücum iştahları ve hücumda çoğalma konusundaki başarıları göz alıcıydı ve bana biraz 2003 yılındaki Ersun Yanal'ıon Gençlerbirliği'ni hatırlattı. Bielsa'nın 3-4-3'e benzer bir dizilişle sahaya sürdüğü takımda kanatlardaki Isla ve Vidal hücuma çok büyük katkı sağladılar ve neredeyse her pozisyonda ceza sahasına girdiler (asist Isla'dan). En uçtaki Valdivia biraz şanssız bir gününde olmasa fark çok daha fazla olabilirdi. Şili için önemli olan sorun M. Fernandez ve A.Sanchez'in biraz şova kaçmaya meyilli oyunları. Daha pratik biçimde sonuçlandırabilecekleri bazı pozisyonlarda zor yolu ve ekstra çalımı tercih ettiler. İsviçre veya İspanya önünde daha az pozisyon bulacakları için daha dikkatli olmaları lazım. Adını çok duyduğum Alexis Sanchez'i ilk kez 90 dakika boyunca izledim ve hayran kaldım.

İsviçre'nin galibiyeti işleri iyice karmaşık hale getirdi. Diğer maçlar çok büyük heyecana sahne olacak. Hele bir de Honduras bir takıma çelme takmayı başarabilirse...

Share |

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder