17 Haziran 2010 Perşembe

İlk maçların ardından: F Grubu

İzlediğim iki maçın ardından, bu grubun en çekişmeli gruplardan biri olmakla birlikte, en sıkıcı maçlara sahne olacağı yönündeki öngörümün doğru çıkmaya yakın olduğunu görmek beni çok memnun etmedi açıkçası. Şöyle Slovakya'nın rakibini ezerek farklı bir galibiyet almasını veya İtalya'da ilk kez Dünya Kupası'nda yer alan oyuncuların bu durumun heyecanı ve sorumluluğuyla patlama yapmalarını boşuna beklemişim.

Slovakya'nın kadrosunda önemli liglerde oynayan yıldızlar var. Klasik Orta-Doğu Avrupa takımı disiplinin ve fizik kalitesini bu yıldızların tekniğiyle birleştirerek mesela Euro 2008'deki Hırvatistan'ın performansına benzer bir başarı elde edebileceklerini düşünüyordum turnuva öncesinde. Ancak Yeni Zelanda maçı gösterdi ki, takımın taktik disiplini neredeyse yok. İlk maçta temkinli olmayı anlıyorum, hak da veriyorum ama üzerine gelmeye ne niyeti, ne mecali, ne de kapasitesi olan bir takım karşısında geriye çekilmek ne kadar teknik direktörün kabahatiyse, biraz zorladığın anda iskambil kartlarından yapılma bir ev misali dağılacağı aşikar Yeni Zelanda defansının üzerine gitmemek, bulduğu pozisyonlarda gereksiz fantastik hareketler denemek ve kahraman olmaya çalışmak da oyuncuların kabahati. Şimdi Paraguay'ı yenmek zorundalar.

Yeni Zelanda için ise söylnecek bir şey yok. İyi niyetliler ama açıkça görülüyor ki kupanın en zayıf takımı onlar. Bu açıdan aldıkları bir puan büyük piyango. Aslında piyango kura çekimiyle başlamış diye de düşünüyor insan. Çünkü bu grupa Almanya veya Arjantin olsaydı neler olurdu hayal dahi edemiyorum.

İtalya-Paraguay maçında Paraguay belirli bir standardı sürdürürken, İtalya özellikle 2. yarıdaki oyunuyla biraz umut verdi. Pirlo'nun dönüşü takımın sahaya daha sağlam basmasına yol açacak. Lippi, pragmatizimi seven bir hocadır. Bu açıdan 4-4-2'ye dönerek ortada De Rossi-Pirlo, kanatlarda Camoranesi-Pepe ikililerini kullanacağını düşünüyorum. Umarım forvette de geçen sezonun formda isimleri Pazzini-Di Natale ikilisini tercih eder.

Paraguay maçları hep sıkıcı geçer diye bir genelleme yapmıştım yakın zamanda. Ama adamlara da hak vermemek elde değil. Kadro yapıları bu tür düşük tempolu bir anlayışa uygun ve onlar da oynamak istedikleri oyunun hakkını vermeyi başarıyorlar. Kalecileri abuk bir çıkış yapmasa belki galip dahi gelebilirlerdi.

Grupta düğümü çözecek Slovakya-Paraguay maçında, her şeye rağmen dersini almış, akıllanmış olacağını umduğum Slovakya'yı daha şanslı görüyorum.
Share |

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder