Son şampiyon İtalya, arada geçen tatsız bir Donadoni döneminin ardından, Dünya Kupası'nı kendilerine getiren isim olan Lippi'nin yönetiminde 1962 senesinde Brezilya'nın şampiyonluğundan beri yaşanmayan bir ilki gerçekleştirerek üst üste ikinci kez kupaya ulaşmayı hedefliyor. Hedefliyor demem biraz da lafın gelişi. Aslına bakarsanız ne oyuncular, ne medya ne de dünya futbol kamuoyu İtalya'nın mutlu sona ulaşacağına inanıyor.
2006'dan beri İtalya'da ligin kalitesinin giderek düşmesinin yanı sıra, altyapılarda göz kamaştırıcı sonuçlar alan yeni yıldız adaylarının bir yerlerde kesintiye uğrayarak bekleneni verememeleri kadronun yenilenememesine yol açtı. Halihazırdaki 23 oyuncu içinde Buffon, De Rossi ve halen sakat olan Pirlo dışında dünya çapında yıldız yok, eski yıldızlar Cannavaro, Gattuso ve Camoranesi gibi isimler de eski günlerinden uzaktalar. İtalyanlar, tek gerçek yıldızları Lippi'nin yaratacağı sihirli bir formülü bekliyorlar şimdi. Neyse ki gruptaki rakipleri dişlerine göre.
Paraguay, G.Amerika elemelerinde çok başarılı sonuçlar elde etmeyi başardı. 1998'den beri gediklisi oldukları kupada hep belirli bir standardı tutturmayı başardılar. İlginçtir, oyun anlayışlarında her zaman Latin Amerika'nın spektaküler akışkanlığından ziyade bir Kuzey Avrupa ülkesinin katı taktik disiplini hakimdir. aslında bu durum Paraguay'ın maçlarını her zaman kupanın en sıkıcı maçları olması sonucunu da beraberinde getirir. Bu defa ise takımın en tehlikeli yanı forvet hattı gibi görünüyor. Santa Cruz'un yanı sıra çok iyi bir sezonu geride bırakan Benficalı Cardozo ve çıkış yapabilecek kapasitedeki Dortmundlu Barrios önemli bir güç teşkil ediyor.
Slovakya, çok genç ve patlama yapmaya hazır bir takım. Elemelerde az gol yiyen ve taktik disiplinlerini muhafaza etmeyi başaran bir takım olarak göze çarptılar ve ezeli rakipleri olan Çekleri devre dışı bırakmayı bildiler. Kupanın yıldız adayları arasında gördüğüm Hamsik ve Stoch'un yanı sıra yakından tanıdığmıız Holosko ve Vittek etkili bir hücum hattı oluşturuyorlar. Vladimir Weiss'ın iyi bir savunma sistemi oturttuğunu da göz önünde bulundurursak sürpriz yapma şanlarının bulunduğunu söylemek mümkün. Tek eksikleri olan tecrübesizliği aşmak için ilk maçı zayıf Yeni Zelanda ile oynamalarının büyük avantaj olduğu bir gerçek. İlk kez bu sahneye adıma atan bir ülkenin ilk maçında galibiyetle tanışması "biz bu işi yapabiliyoruz" hissinin oturmasına ve oyuncuların morallerinin artmasına yetecektir şüphesiz.
Yeni Zelanda ise muhtemelen kupaın en zayıf takımı. Herhangi bir şansları olduğunu düşünmsem de içimden bir ses oyunu çirkinleştirmeyeceklerini ve "iyi niyetli ancak kapasitesi yetersiz" bir takım olaraka hatırlanacaklarını söylüyor.
Son tahlilde, grubun düğümünü Slovakya-Paraguay maçı çözecektir büyük ihtimalle.
Share |
2006'dan beri İtalya'da ligin kalitesinin giderek düşmesinin yanı sıra, altyapılarda göz kamaştırıcı sonuçlar alan yeni yıldız adaylarının bir yerlerde kesintiye uğrayarak bekleneni verememeleri kadronun yenilenememesine yol açtı. Halihazırdaki 23 oyuncu içinde Buffon, De Rossi ve halen sakat olan Pirlo dışında dünya çapında yıldız yok, eski yıldızlar Cannavaro, Gattuso ve Camoranesi gibi isimler de eski günlerinden uzaktalar. İtalyanlar, tek gerçek yıldızları Lippi'nin yaratacağı sihirli bir formülü bekliyorlar şimdi. Neyse ki gruptaki rakipleri dişlerine göre.
Paraguay, G.Amerika elemelerinde çok başarılı sonuçlar elde etmeyi başardı. 1998'den beri gediklisi oldukları kupada hep belirli bir standardı tutturmayı başardılar. İlginçtir, oyun anlayışlarında her zaman Latin Amerika'nın spektaküler akışkanlığından ziyade bir Kuzey Avrupa ülkesinin katı taktik disiplini hakimdir. aslında bu durum Paraguay'ın maçlarını her zaman kupanın en sıkıcı maçları olması sonucunu da beraberinde getirir. Bu defa ise takımın en tehlikeli yanı forvet hattı gibi görünüyor. Santa Cruz'un yanı sıra çok iyi bir sezonu geride bırakan Benficalı Cardozo ve çıkış yapabilecek kapasitedeki Dortmundlu Barrios önemli bir güç teşkil ediyor.
Slovakya, çok genç ve patlama yapmaya hazır bir takım. Elemelerde az gol yiyen ve taktik disiplinlerini muhafaza etmeyi başaran bir takım olarak göze çarptılar ve ezeli rakipleri olan Çekleri devre dışı bırakmayı bildiler. Kupanın yıldız adayları arasında gördüğüm Hamsik ve Stoch'un yanı sıra yakından tanıdığmıız Holosko ve Vittek etkili bir hücum hattı oluşturuyorlar. Vladimir Weiss'ın iyi bir savunma sistemi oturttuğunu da göz önünde bulundurursak sürpriz yapma şanlarının bulunduğunu söylemek mümkün. Tek eksikleri olan tecrübesizliği aşmak için ilk maçı zayıf Yeni Zelanda ile oynamalarının büyük avantaj olduğu bir gerçek. İlk kez bu sahneye adıma atan bir ülkenin ilk maçında galibiyetle tanışması "biz bu işi yapabiliyoruz" hissinin oturmasına ve oyuncuların morallerinin artmasına yetecektir şüphesiz.
Yeni Zelanda ise muhtemelen kupaın en zayıf takımı. Herhangi bir şansları olduğunu düşünmsem de içimden bir ses oyunu çirkinleştirmeyeceklerini ve "iyi niyetli ancak kapasitesi yetersiz" bir takım olaraka hatırlanacaklarını söylüyor.
Son tahlilde, grubun düğümünü Slovakya-Paraguay maçı çözecektir büyük ihtimalle.
Share |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder