Şezlongumu Kuzey Denizi kıyısına taşıdım. Artık buradan ahkam keseceğim.
19 Haziran 2010 Cumartesi
Kupa ısınırken: D Grubu
D Grubu'nda ilk maçlar sonunda her şey kolaylıkla çözülecek gibi görünürken, ikinci maçlar durumu karıştırdı ve turnuva öncesi bu grup için söylenen "birbirinden çok farklı ekollere sahip ama ortak özelliği kaliteli ekipler" fikrini haklı çıkardı.
Almanya'yı bulutlardan indiren Sırbistan mağlubiyetinin, Panzerler için orta vadede yararlı olacağına inanıyorum. Çok iştahlı, hücum varyasyonu yönünden fazlasıyla zengin ve kupanın en hızlı takımı görüntüsü vermelerine karşın her takım gib onların da eksikleri var. Ancak mağlup oldular diye haklarını yememek lazım. Özellkle 2. yarının başından penaltının kaçmasına kadar bir kişi eksik oldukları halde Sırbistan'a nefes aldırmadılar ve müthiş bir baskı kurdular. Podolski'nin gününde olmamsı yüzünden gol gelmemiş olması bu gerçeği değiştirmez.
Sırbistan ise bu galibiyetle kendi kimliğini ve kalitesi hatırlamış oldu bir anlamda. Bu maçtan çıkarılabilecek bir diğer sonuç da ilk maçta Gana'yı biraz hafife almış oldukları. Nitekim, Panteliç-Zigiç ikilisinin bozulması ve orta sahaya gelen +1 kişilik takviye hem onları dirençli kıldı hem de Jovanovic'in ve ilk maçta "balon" gibi oynayan Krasic'in, örneği golde de görüldüğü üzere, hücum yönünden çok daha etkili olmalarını sağladı.
Avustralya ise Gana önünde çok iyi başladığı ve kazanabileceği maçı beraberlikle noktalayarak, averaj dezavantajı da düşünüldüğünde büyük ölçüde turnuvaya veda etmiş oldu. Maçın başlamasından itibaren Harry Kewell'ın takımın "ruhu" olduğu ve güç ve güven kattığı açıkça görüldü. Kırmızı kart ve penaltı pozisyonu hem onun hem de Avustralya için büyük talihsizlikti. Neyse ki Avustralya 10 kişi kalmasına ve yaratıcı oyuncu eksikliğine rağmen maçın sonuna kadar iyi bir direnç gösterdi ve birkaç pozisyon da yakaladı. Yine de son tahlilde aldıkları puanı bizim Lucas Neill ve emektar Moore'un kritik müdahalelerine borçlu oldukları söylenebilir.
Gana bu kupadaki en enteresan takımlardan biri. Bütün oyuncular hem süratli hem de ghareketli olunca hücumda çok zengin seçenkler oluşuyor. Ancak oyuncular oyun zekası bakımından yeterince olgunlaşmamış olduklarından çoğunlukla uygun fırsatları heba ediyorlar. Aklıma bu kadar koşan bir takımda "eski tip bir 10 numara" olsaydı ne kadar etkili olabilecekleri geliyor. Neticede sempatik bir takım oldukları yadsınamaz. Almanya önünde beraberlik onları bir üst tura taşıyacak. Elbette Gana, Almanya'ya karşı kontrol oyunu oynayıp beraberlik alacak tipte futbol oynayan bir takım değil ama Almanya'nın Gana kalesine giderken, rakibinin çok ani ataklarla tehlike yaratabileceğini sürekli hatırda tutması şart.
Share |
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder