Geçen hafta içinde mümkün olduğu kadar hazırlık maçlarını, son haberleri takip etmeye çalıştım. Bu çerçevede, yarından itibaren tek tek her grup için neler düşündüğümü buraya aktaracağım bir aksilik olmazsa.
Bu yazılarda daha detaylı ortaya çıkacaktır ancak buradan favorimi açıklamamın bir sakıncası yok. İngiltere, 44 yıl süren özleme son verebilir ve kupayı Ada'ya götürebilir.
Capello, dünya futbolunun sayılı taktik ustalarından biri. Elindeki oyuncu grubundan nasıl maksimum düzeyde verim alacağını her zaman bilen birisi olmasının yanında İngiltere'nin başında da hatırı sayılır bir tecrübe kazandı.
Rooney, sezon sonuna doğru, sakatlık etkisiyle formunda düşüş yaşansa da gol yeteneklerinin ne denli geliştiğini ortaya koyduğu bir yıl geçirdi. Benim gördüğüm, inanılmaz bir özgüvenle kendisinin dünyanın en iyi oyuncusu olduğunu düşündüğü izlenimi veriyor. Doğal olarak, bunu kanıtlmak için kupayı istiyor ve onun gibi bir silahın, hırsını Capello yönetiminde olumlu biçimde yönlendirmesi muhtemel.
Gerrard, zaten futbol hayatının en olgun dönemini yaşadığının sinyallerini veriyordu, bir de üzerine kaptanlık sorumluluğunu üstlenecek. Onun saha içi liderlik vasıflarının ne denli yüksek olduğunu, takımını nasıl ateşlediğini Liverpool'dan biliyoruz. (bkz. 2005 Şampiyonlar Ligi finali)
Diğerr oyuncular arasında da başta Lampard ve Terry olmak üzere kupaya giden bir takımı taşıyacak kapasiede isimler var ama buraya 23 kişinin özelliklerini yazmaya gerek yok:) Saha içindeki bu faktörlerin yanında, kupanın İspanya'nın bulunduğu grupla birlikte en kolay grubuna düşmeleri ve yarı finale kadar yollarının açık görünmesinin de büyük avantaj olduğunu söylemeden geçmemek gerek.
Bu arada ben her zamanki gibi Hollanda'yı destekliyorum, yılmadan:)
Share |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder